Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilruba Keskin

Dilruba Keskin
@ibronkaa
çevirmen
lisans
İstanbul
2 okur puanı
Ekim 2021 tarihinde katıldı
128 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Yeni Dünya
Yeni DünyaSabahattin Ali
7.9/10 · 27,1bin okunma
Reklam
Olur mu?
Evvelce hayatımda bu kadar harikulade ne olmuş ki, şimdi onun karanlık, anlaşılmaz tesiri beni böyle hazlara gark ediyor, bulamıyorum… Fakat o bilinmez cennete tekrar kavuşmak, hatta onu sadece aramak ümidinin büsbütün yok olduğunu anladığım anda bu hazlar, beni ölüm işkencelerine sürükleyen yakıcı ıstıraplar haline gelmeyecek mi?.. İz bırakmadan kaybolan şeyin izi olur mu?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilruba Keskin
@ibronkaa·Bir kitabı yarım bıraktı
%6 (17/261)
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding
7.9/10 · 80,3bin okunma
Şurası muhakkak ki, kendi üzerimdeki uzun araştırmalardan sonra insanın yaratılışındaki o derin çift yönlülüğü gün ışığına çıkardım. O zaman, belleğimi kaza kaza, alçakgönüllülüğün parlamama, küçülmenin yenmeme ve erdemin ezmeme yardım ettiğini anladım. Barışçı yollarla savaş açıyordum ve en sonunda, çıkar gütmezlik yoluyla, göz diktiğim her şeyi elde ediyordum.
Sayfa 61 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tanıyorum seni
Ben kadın düşmanlığını hep bayağı ve ahmakça bulmuşumdur ve tanıdığım hemen bütün kadınların benden daha iyi olduklarını düşünmüşümdür. Yine de, böyle çok üstün yere koymakla, hizmet etmekten çok kullanmışımdır onları. Nasıl kullanmazdım ki?
Sayfa 44 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Yoksul bir çocuğun İngiltere'de, büyük yazınsal yapıtları doğuran zihinsel özgürlüğe kavuşma bağımsızlığını elde etmekte ancak Atinalı bir kölenin oğlundan biraz daha fazla umudu vardı." İşte hepsi bu. Zihinsel özgürlük maddi şeylere dayanır. Şiir, zihinsel özgürlüğe bağlıdır. Ve kadınlar yalnızca iki yüzyıldır değil, en başından beri yoksul olmuşlardır. Kadınların Atinalı kölelerin oğullarından daha az zihinsel özgürlükleri olmuştur. Öyleyse kadınların en ufak bir şiir yazma şansları olmamıştır. İşte bu yüzden paranın ve kişinin kendine ait olacak bir odanın üzerinde bu denli durdum.
Sayfa 121Kitabı okudu
Karşı koymak, yol göstermek, bir haksızlığı açığa vurmak, bir şeyin öcünü almak, bir güçlüğü ya da acıya dünyanın tanıklık etmesini sağlamak arzusunun tümü onun bedeninden kovulmuş ve hazmedilmiştir. Bu yüzden dehası hiçbir engelle karşılaşmadan, özgürce ortaya dökülebilir. Yeryüzünde yapıtını eksiksiz dile getirebilmiş biri varsa o da Shakespeare'dir, diye düşündüm, yeniden kitap raflarına yönelerek; berrak, hiçbir engel tanımamış bir zihin varsa o, Shakespeare'inkidir.
Dünya erkeğe dediği gibi kadına da istersen yaz, beni hiç ilgilendirmiyor demiyordu.
16. yüzyılda üstün bir yetenekle doğan herhangi bir kadın hiç kuşkusuz çıldırır, kendini vurur ya da yaşamını köyün dışında bir kulübede, korkulan ve alaya alınan bir yarı cadı, yarı büyücü olarak geçirirdi. Çünkü üstün yeteneğini şiire dökmeyi denemiş bir kızın başkalarınca önüne çıkarılmış engellerin ve zorlukların altında ne kadar ezildiğini, öte taraftan kendi çelişik güdülerinin etkisinde bir o yana bir bu yana çekilip acı duyduğunu, bu yüzden beden ve akıl sağlığını bir ölçüde yitirdiğini bilmek için ruhbilimden bir parça anlamak yeterlidir.
Reklam
Hani uygulamayı doğru düzgün kullanmışım da 1000Kitap’ı da kullanacaktım ki… Neyse biraz alıntı paylaşayım
Kadınlar erkekler üzerine kitap yazmazlar, bu gerçeği içimi rahatlatarak buyur ettim, çünkü önce erkeklerin kadınlar, sonra da kadınların erkekler için yazdıklarının tümünü okumak zorunda olsaydım, yüzyılda bir çiçek veren sabır ağacı, ben kağıda bir şeyler yazana dek iki kez çiçeklenirdi.
Acaba dedim kendi kendime, neden kadınlar erkekler için, erkeklerin kadınlar için olduğundan daha ilginçti?
Bir tartışmacı kendini kaptırmadan tartışırsa yalnızca tartışma konusunu düşünür ve okuyucu da o konuyu düşünmeden edemez. Kadınlar üzerine kendini duygularına kaptırmadan yazmış, savını doğrulayacak su götürmez açıklamalar ortaya koymuş ve sonucun şu değil ancak bu olmasını istediğini belli etmemiş olsaydı, kişi öfkelenmemiş olurdu.