Evin içinde bir oda, odada İstanbul Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm Çekmeğe başladı, oltada İstanbul Bu ne biçim su, bu nasıl şehir Şişede İstanbul, masada İstanbul Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım Nereye gidersen git, orada İstanbul. youtu.be/AIHlqEh0Bsc
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
361 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Od
Od
İskender Pala
İskender Pala
Kitabın kapağında da yazdığı gibi; bir "Yunus" Romanı:OD. Kitabın konusunu anlatmayacağım o yüzden. Ancak kelimeler ile ifade edebilirsem hissettiklerimi anlatacağım. Uzun zamandır hissetmediğim bir bütünlük,sevgi, korunma duygusu kapladı içimi. Kitabın sayfalarını bir bir okurken, sabrın ne demek olduğunu tekrar düşündüm. Bekleyebilmeyi, beklerken yaşayıp, yeni yollarda yürüyebilmeyi... Gözyaşlarımın da eşlik ettiği bu okumada, ruhumda sönen ateş yeniden yandı. Od beni de yaktı. Herkese iyi okumalar dilerim.
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202242bin okunma
Reklam
“Bir saniye içinde sol profiliyle başlayıp bütün yüzüyle biten bir dönüştü bu. Ve gözlerimiz birbirine yirmi santim mesafeden baktığında, arada bir bütün kulübü aydınlatan spotların hepsi yandı. Her yer beyaz oldu. İki yüz dışında. Benim ve Eflâ'nınki ! Kalabalığın, bedenini benimkine yapıştırdığı kadın Eflâ'ydı. Bugüne kadar âşık olunacak tek kadın. En vahşi zamanlarımda bile hayatla aramda bir köprü olmuş tek insan. Ne müzik kaldı. Ne bağıran insanlar. Sadece bembeyaz bir ışık ve iki siyah surat. İki kalp atışı duydum. Aynı anda atan. Ve ışık söndü. Müzik başladı. Yer, titremeye kaldığı noktadan devam etti. Birbirimizin ismini yüksek sesle fısıldadık. Elini tuttum. Çıkış kapısının üzerindeki kırmızı ışığı gözlerimle takip ederek kalabalığı yarmaya başladım. Kalp atışlarım kalaşnikof ayarında bir gürültü çıkarıyordu. Her merminin boş kovanı içime düşüyordu. Elini sıkıyordum. Dönüp bakmıyordum. Sadece arkamdaydı ve ben, onu bu cehennemden çıkarıyordum. Dönüp bakmak istemiyordum. Dönüp bakarsam eğer, o Yunan efsanesindeki, kadınını cehennemden çıkaran adam gibi kaybedeceğimden korkuyordum Eflâ'yı. Yanılmış olmaktan, ona çok benzeyen bir kadının elini tutuyor olmaktan korkuyordum. Bu karşılaşma bana normal geliyordu. Mucize değildi ! Dünyanın en âşık adamı ve en âşık olunacak kadınının karşılaşması mucize değildi. Hayattı !”
256 syf.
8/10 puan verdi
Kitap cp,beyin felçli.. hastalarımı gözümde canlandırarak okudum. İlk yüz sayfası hep tanıdığım, atak dönemlerinde hastaneye gelen konuşamayan hastalarımla konuşuyor gibi geçti. İçim çok yandı o yüzden. Bildiğim herşeydi vaka olarak. Ama dili, çocuğun hayatını o kadar derin ama bir o kadar da yüzeysel anlatıp etkisi altına alması enfesti. Bazen hayata şükredilecek bir pencereden bakmak lazım, bu kitap o şükür tarafı olduğunu düşünüyorum. Okuyun, okutun Efendim.
İçimdeki Müzik
İçimdeki MüzikSharon M. Draper · Timaş Genç Yayınları · 202130,9bin okunma
Dün gece seni andım Seni andım, içim yandı...
Say bir gerçek say bir yalan
Ömür dediğiniz nedir Üç gün hilal, üç gün bedir Haftaya boş kalır sedir Say bir karış, say bir adım Geçti gitti, anlamadım Her türlü nimet sofrada Yığın yığın dert sofrada
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.