Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yüklük
Benim yazdığım bir kısa öykü. YÜKLÜK -On beş yaşındaydım, birgün halam çağırdıydı, "evleniyorsun," dediydi, nasıl mutlu olduydum nasıl mutlu olduydum bunu sana anlatamam. Sonuçta tıpkı saklambaç gibi bu da bir tür oyundu. Her neyse..., bana bir yüzük taktılar beni istemeye geldiklerinde, çocuk gibi -ki zaten çocuktum- ona bakıp bakıp
“Ama sonra şöyle dedim içimden: Siktir et, gelecek yıl yaparsın…”
Sayfa 319Kitabı okudu
Reklam
İçimden “siktir” dedim ama içimden
Astların değerleri üsttekilerin kaynakları olur. Kendi başlarına birer amaç olarak değer görmezler, aksine daha fazla güce sahip olanların koyduğu amaçlara hizmet edecek araçlar olarak değerlidirler .
Sayfa 105Kitabı okudu
Neredeyse paranoyak halim onu azdırmış gibiydi. "Bana sahipsin," diye fısıldadım. Elimdeki tutup, çekti ve düğümünü açarak, "Seni şimdi isti- yorum," dedi göğsümü avuçlayıp, göğüs ucuma başparmağıyla bastırarak. "İstiyorsun öyle mi? Beni istiyorsun..." "Uh..." derken beni masaya doğru itti ve avucunu
Sayfa 26
Tanrım, ah Tanrım, o mutluluğu, coşkuyu, yoğunluğu, sınır- sız bütünlük duygusunu anlatmaya kelimeler yetmezdi. Tarifsiz bir mükemmellikti. Kusursuz mükemmellikti. İçimde sıçramaya başladı ve başımı geriye doğru attım. "İzle, Alayna," diye emrettiğinde yeniden ona doğru baktım. Bakışlarını takip ettiğimde birleşme noktamıza ulaştım.
Sayfa 345
savrulma
benden bir öykü... 1- Gece saat 00:37. Yarı uyur yarı uyanık mayışma durumundayken hiçbir şey düşünmemeyi başardığımda, beynimdeki zonklama katsayısından dolayı delirmeye ‘’beş kala, delirmeye
Reklam
Gelelim sana, hiç bu kadar susmak istememiştim... Bizim mevzular belliydi de, kafamız karışıktı işte biraz. “Kendi düşmanına kıyamadığında, dostuna hainlik üzerine konuşmaktan da caymalı insan.” demişti Sara hatun. Yani insan ki; omuz omuza yürür, uzun uzadıya böyle yollarda yan yana akar, süzülür ve gider ya hani. Demem o ki, oğlum Mehmet, “Aynı
"Bu güzel olurdu." Onu kurutana kadar emer ve yalayarak temizlerdim. "Ama sıkı aralığına gelmeyi daha çok tercih ederim," dedi ve kendimi biraz daha sıkarak hareket alanını daralttım. "Siktir! Geliyorum," dediğinde onu kendi orgazmımla aynı anda karşıla- dım. O içimdeyken, yıkıcı bir şekilde gelmiyor, çok daha doyu- rucu ve lezzetli oluyordu. Bu zevke artık alışmıştım. Tamamen aktığında, içimden çıkıp yanıma uzandı ve nefesini kontrol altı- na almaya çalıştı. "Bunun için üzgünům." Dirseklerim üzerinde doğrulup, soran bir ifadeyle yüzüne baktım. Geçmişte pek az şey için benden özür dilediğini anımsı- yordum. Seks için ise hiç özür dilememişti. "Hızlı davrandım. Sana hak ettiğin özeni gösteremedim." Gülerek göğsüne yaslandım. "Acele etmeni seviyorum. Kont- rolů nadiren elden bırakıyorsun. Bu çok hoş bir değişim oluyor. Seksi..." Hudson, göğsünü hafifçe kaldırırken, ondan çıkan başka bir ses duydum ve kolunu belime doladı. Bende bir koluma daya- narak doğruldum. "Bir gün seni kurutana kadar emmeme izin ver," dedim. "İçine gelmeyi sevdiğimi biliyorsun." "Tanrım, bunu bende seviyorum," dedim hayal edip, gülüm- seyerek. "Ama ağzıma gelmeni de isterim. Bunu tutkuyla istiyo- rum." Beni biraz daha sıkı sardı. "Bu gece kal," dedi. Bu bir soru ya da davet değildi. Bu kalmam için bir bildirim-di ve elbette kalacaktım. Ama yine de yanıt vererek, "Tamam," dedim. Başka nerede olmak isteyebilirdim?
Sayfa 71