Nasıl başlayacağımı bilmiyorum ama düşünce tarzımdan, hayatımdan birçok kesitler bulduğum bu eserde oldukça samimi bir yaklaşımla ele almak istiyorum. Yazarımız aslında toplum içindeki sorunları oldukça etkileyici bir hikaye tarzıyla ele almış.İnsanlarin geçinme derdi, aile içinde yaşanan problemler ve arkadaş çevresinin bireyi müspet ve menfi yönde etkilemesi aşk kitabı gibi görünmesine rağmen bu sorunlar malesef aşkın,sevginin önüne geçmiş. Aslında sadece bir kitap değil toplumunun minyatürü, aynası olmuş. Başta da kendimden kesitler bulduğumu dile getirmiştim. İnsanın arkadaş çevresinin ne kadar birey üzerinde etkili olduğunu yaşayarak tetkik etmiş oldum. Olumlu bir çevrede nasıl atılım sergilediysem tersi olduğunda ise atalet halindeydim. Cahillikten bu kadar tiksindigim halde koşar adımlarla ona gidiyordum. Evlilik le ilgili konuya gelecek olursak korkularımı destekler nitelikte bir eser yaşanan problemlerin ne kadar birbirlerini severseler sevsinler yavaş yavaş aşkı, sevgiyi kemirdigini görüyoruz. Ve erkek olarak hissettiğimiz ailemizi ve yuvamızı koruma sahiplenme duygusu ağır bastığı için bunda muvaffak olamayacağımız düşüncesi bende de olduğu gibi birçok bireyi evlilikten uzaklaştırıyor. İnançlı bireyler olduğumuz halde yaradanın bize verdiği akıl devemizi sağlam kazığa bağlamamızı sonra tevekkül etmemizi istiyor. Ve biz yuvamızı sağlam temeller üstüne kurmak için çabalarken yıllarımız , ömrümüz geçiyor ve üzülerek söylüyorum ne kadar tamamlamaya çalışırsak çalışalım her zaman eksik birşeyler bulmaya devam ediyoruz ve sanırım hiçbir zaman da tamamlanamayacagiz.