...
❝Poşeti özenle açtı ve içinden bir parçasını tepsinin üzerine çarşaf serer gibi bıraktı. Plastik ambalajından çı- kardığı marulları sırası üstüne yerleştirdi. Üzerlerine fazla olma- mak suretiyle limonu gezdirerek sıktı. Limondan düşen çiğitleri de aldıktan sonra sumak serpiştirilmiş soğanlara ilişti gözü. Midesinin yanacağını bile bile bu lezzete hayır diyemedi ve soğanları da ekle- di. Kısa kenarından başlayarak dikkatli ve sıkıca sardı lahmacunu. İlk ısırığı aldığında limonun ekşiliği, soğanın acılığı ve etin lezze- ti bir harmoni oluşturdu ağzında. Çok acıkmış olmalıydı ki diğer parçaları daha az özenerek indirdi midesine. Arapçada et anlamına gelen “lahm” ve yoğurulmuş manasındaki “acin” kelimelerinin mü- kemmel bir şekilde birleşmesine benzer bir oranla bir araya geti- rilen malzemelerden peyda olmuş bu lezzet, damağını çatlatmıştı âdeta
...