Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Rainer Maria Rilke'nin yaşadığı ve içinde yarattığı dünya için, bugünün ve yarının büyümekte ve olgunlaşmakta olan insanlar için önemlidir. Büyük ve eşsiz kişi konuşmaya başladı mı, küçüklere susmak düşer.
“Tamamen sustuğum zamanlarda bile susamıyorum. Susmak ile sükût başka şeyler demek ki. Hiç konuşmasam da içimde bir ses hiç susmuyor. Denedim ben bunu. İçimde devamlı konuşan biri var. Dene bak. Sussan da içinden konuşuyorsun. İçinde cümleler dolaşıyor. Kulağınla duymuyorsun. Ses yok belki ama konuşuluyor. Nasıl oluyor? Duymuyorsam eğer düşünüyor muyum sadece ya da hissediyor muyum? Ne oluyor? Kim konuşuyor?”
Reklam
"Susmak için çok sebebi olanlar hep böyle yapar sanırdı. Sesini kendinden başka duyan olmazsa, dışarı kusamadığı zehrin kendi içinde arınacağına inanırdı.."
Susmak hakkında konuşmak isteyen, mecburen bozar suskunluğunu, susmak üzerine yapılan her konuşmanın temel sorunu budur. Ben de burada aynısını yapıyorum, susmanın insana ne şekilde ve nasıl bir güçle dokunabileceğine dair birkaç fikir ileri sürmek üzere. Bu dokunuşun vesileleri çoktur, ama her susma şekli insana başka türlü dokunur. Her durumda bunun nasıl cereyan ettiğini ve ilişkinin doğrudan taraflarını ve ötekileri nasıl etkilediğini anlamak gerekir. Susma yoluyla dokunma ve dokunulma sanatını, hayatın akışı içinde deneyip yanılarak, pratik yaparak ve düşünerek öğrenebilirsiniz. Sonra yine susarak susmak hakkında tefekküre dalmak üzere... Esas itibarıyla her iki seçeneğe de sahip olmak yararlıdır, konuşmak ve susmak. Tek başına konuşmak hüküm sürerse, bu susmayı tercih edenlerin aleyhine olur; belki onların da söyleyeceği bir şey olmasına rağmen, dikkate alınmazlar. Tek başına susma hüküm sürerse, bu memnuniyetle konuşmak isteyen ama buna cesaret edemeyenlerin aleyhinedir. Bir insan hiçbir zaman bir şey söylemezse, kendisiyle ilişki kurarken yararlı olabilecek bir idraki sağlamaktan imtina etmiş olur. Sürekli her şeyi söylemek ise, kendini tutamayan bir gevezeliğe delalet eder. Çok fazla konuşandansa, susmayı da bilen kişi daha güvenilir görünür. Susabilen, herhalde daha tefekküre yatkın olan insandır, çünkü susmak, kendini dinlemeyi daha fazla mümkün kılar, onun için "sakin sular derindir."
Gürültülü bir gezegende, kendinden başka kimseyi duymayan hatta anlamayanların içinde susmak nereden baksanız en asil eylem.
Şimdi bana kalan tek şey susmak…
Çok geçmeden, gerçekten dindar yüreklerin mutluluk içinde yüzecekleri bu dümdüz ve uçsuz bucaksız çöle gireceğim. Tanrısal karanlığın, dilsiz bir suskunluğun ve anlatılmaz bir birliğin içine dalacağım; bu dalışta tüm eşitlikler ve eşitsizlikler yitecek; bu uçurumda ruhum kendini yitirecek; ne eşit olanı bilecek ne de eşit olmayanı ne de başka bir şey: Tüm farklılıklar unutulacak; yalın temelin içinde olacağım, hiçbir değişkenliğin görülmediği suskun çölde; hiç kimsenin kendini tam yerinde hissetmeyeceği gizlilik içinde. Ne işin ne de düşün bulunmadigi, suskun, içinde kimsenin oturmadığı suskun tanrısallığın içine dalacağım.
Sayfa 679Kitabı okudu
Reklam
Henüz durum çok karışık değildi. Fakat, susmak da konuşmak kadar tehlikeli oluyordu artık. Dalgınlık, suskunluğu artırıyordu. Evli olduğunu unutuyordu. Evin içinde, bekârlığından kalan alışkanlıklarla yaşadığı oluyordu; hem de çok oluyordu. Eve girince karısını öpmeyi unutuyordu; söze başlarken, “canım” kelimesini atlıyordu; çocuklarına arasıra bir şey getirmeyi ihmal ediyordu. Karısının tembih ettiği en önemli şeyleri almayı unutuyordu. İnsan, Turgut’u tanımasa, bir kadın var, derdi. Yuvanın bütünlüğünü bozmadıkça, küçük maceralar bile hoş görülebilirdi. Bunlar, tırnak kırılması gibi, yerinin doldurulması kolay boşluklardır. İnsan acısını duymaz bile. Fakat erkek, gizlemeye başlayınca bir kere, kutsal birliğin tehlikede olduğu kuşkusuna kapılmakta haklıdır kadın
Sayfa 267 - İletişim Sinan Yayınları İkinci Bölüm
Bir lahzalik yürüyüştür yaşamak Adım adım nefes almak ve susmak An içinde andır, yen içinde yen Birkaç kasımpati bulmak inceden Ardında terazi, köprü ve sonsuz Korku ve yakariş, ırmak ve ateş Yâr makamındayım
Muhit kitapKitabı okudu
Gerçek sohbet ehli yalnızca kelimelerle değil süküt ile de konuşur. Susarak bir şeyler anlatma olgunluğuna eriştiğinizde çok şeyi anlatmaya başlarsınız. Hele bir de birlikte susmak vardır ki onun tecrübesi çok başkadır. “Şimdi neden sustuk ki?” demeden ve hiçbir endişeye kapılmadan susmak... Bu ne büyük bir nimettir. Zira o susmanın, sükütun ve sessizliğin içinde ne sözler, ne sırlar, ne tınılar, ne nağmeler, ne şiirler, ne hikâyeler vardır... Bunu ancak akılları ve kalpleri fısıltı mesafesinde olan gerçek dostlar bilir.
BİR MEVSİM GEREK
Bana tam şu anda bir mevsim gerek. İçinde gelmek ve susmak hükmetsin. Kayalar yosunlu olsun, arşa dek... Nereye dokunsam, hüznü tüketsin. Bana, tam şu anda bir ağaç dibi... Aklımda olmasın; günler, saatler... Gözlerim toprağa uzanır gibi... İklimin rengine kapılıp gitsin. Tam şu anda kalksın kuşlar uykudan. Bir daldan bir dala, aksın muhabbet. Kurumuş çimlere bir akarsudan, Taşıyıp döktüğüm can suyu yetsin. Nemli avuçlarımı, yaksın günberi, Dağ melteminde kurulsun gece, Bu huzur, uyuyup kaldığım yeri, Çocukken gördüğüm düşe benzetsin. Bana şimdi lazım... Tam! Bu hüzünde... Babamın son defa gülen yüzünde, Huzuru demleyip, yatsam dizinde, Ve mevsim burada, böylece bitsin.
Reklam
Çeyrek Asır Susmak
“Her aşkta sevgi vardır ama her sevgide aşk bulamayabilirsin. Sevgiye baş eğersen adı aşk olur. Faydasını gördüğün bir arkadaş gibi, cana yakın bir dost gibi… Bedenleri ruhlarıyla, kalpleri duygularıyla, zihinleri düşünceleriyle, akıllar da fikirleriyle o alır emrinin altına, yakar, pişirir… Bir çakmak taşıdır ki ateşi içinde gizlidir.“
Sayfa 225 - Kapı yayınlarıKitabı okudu
Susmak.
Ama susmak ve zamanı gelmeden konuşmamak kararındaydı. İçinde bulunduğu durum karşısında izlenecek en iyi yolun bu olduğunu anlıyordu.
Sayfa 357Kitabı okudu
Eski zamanlardan beri bir tane bile dile getirilmeyen aşk olmamıştır. Gerçekten sevdiğin halde susmak, çok inatçı bir gönül rahatlığının kanıtıdır. Sevdiğini kelimelere döküp söylemekten utanır insan. Herkes için geçerli bu. Lakin aşkın özü, bu utancı görmezden gelip azgın dalgalarının içine atlıyormuşçasına sevgini haykırdığın yerde yatar. Sessiz kalanların aşkı zayıf­tır. Egoisttirler. İşin içinde kişisel bir çıkarları vardır. Gele­cekte ortaya çıkabilecek sorumluluklardan korkuyorlardır. Böylesine aşk denebilir mi?
"Saadet bu ömrün neresinde?"
BİR ADA ARIYORUM Bir ada anıyorum. Gürültüden uzak. Sisten ve pislikten uzak. Bir ada ki, kıyılarını berrak deniz okşasın, yumuşak yumuşak. Tuzlu deniz koksun suları. Hani çocukluğumuzdaki gibi. Hani insanlar onu lağım kokutmadan önceki. Korkusuzca gireyim sularına. Kulaçlayayım doya doya engine doğru. Arınsın, dinlensin, “yaylasını alsın”
Susmak çürütülmesi en güç savunmadır!....
İnsanların söylemedileri bazı sözlerin içinde, söylediklerinden daha çok gerçek vardır.......
1.050 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.