Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölüm bizim için bir terhis tezkeresidir. Eğer idam da olsa, bizim için bir saat zahmet, ebedî bir saadetin ve rahmetin anahtarı olur. Risale-i Nur Külliyatından
Hem güvendiğiniz ve bel bağladığınız ve âsâr-ı İlâhiye'yi ve ihsanât-ı Rabbaniye'yi onlara isnad ettiğiniz hangi tabiatınız, hangi esbabınız, hangi şerikiniz, hangi keşfiyâtınız, hangi milletiniz, hangi båtıl mabudunuz sizi, sizce îdam-ı ebedî olan mevtin zulümatından kurtarıp; kabir hududundan, berzah hududundan, mahşer hududundan, sırat köprüsünden hâkimane geçirebilir? Saadet-i ebediyeye mazhar edebilir?
Reklam
Kâfirlerin Müslümanlara ve ehl-i Kur'an'a düşman olmaları küfrün iktizasındandır. Çünkü küfür imana zıttır. Maahâzâ Kur'an, kâfirleri ve âba ve ecdadlarını idam-ı ebedî ile mahkûm etmiştir. Binaenaleyh Müslümanlar ile ülfet ve muhabbetleri mümkün olmayan kâfirlere muhabbet boşa gidiyor. Onların muhabbetiyle karşılaşılamaz. Onlardan meded beklenilemez. Ancak  حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ diye Cenab-ı Hakk'a iltica etmek lâzımdır.
144 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
" Her gördüğünü bilmeye uğraşma , her işittiğini merak etme.. "
Servet-i Fünûn döneminin önemli isimlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar ile tanıştığım eser oldu. Gulyabani konusuna eminim herkes Kemal Sunal filminden aşinadır. Dönemin toplumunun inanmış olduğu , kalıplaşmış olan paranormal olaylar gayet güzel bir şekilde ele alınmıştır. Gürpınar , insanların çevresinde olup biten olayları sorgulamadan , tefekkür
Gulyabani
GulyabaniHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,8bin okunma
Şehid Seyyid Kutub’un idama mahkumiyetinden sonra onu mahkeme salonundan alan arabadaki resmine dönüp bir kere daha bakmak olacaktır... Saadetten sonra bir saadet olduğunu gösteren resmi; zira hak yolunda şehid olup Rabbı’na kavuşacaktı. Sonra da kendisini iftiralara dûçar eden «Yoldaki İşaretler» kitabında hapishanede yazdığı sözlerini birlikte okuyalım: Aziz şehid şöyle diyor: «Şartlar değişir ve müslüman madde karşısında mağlup duruma düşer de kendisinin üstün olduğuna dair inancı kaybolmaz; mü’min oldukça galibine karşı üstten bakar; bu halin geçici olduğuna ve sıranın -hiç şüphesiz- imana da geleceğine kuvvetle inanır. Gereği ne olursa olsun boyun eğmez. Herkes ölür, fakat o, şehid olur. O, dünyayı bırakır, cennete gider. Galip gelen ise dünyayı bırakır, Cehenneme gider, O, oraya; bu buraya. O, kerîm olan rabbin sesine kulak verir: «Allah’ı ve Peygamberi tanımayanların refah içinde diyâr diyâr dönüp dolaşmaları ziıılıar seni aldatmasın.»(¹) «Azıcık bir fâidedir, (o). Sonunda varıp sığınacakları yer cehennemdir. O, ne kötü bir yatakdır!..» Fakat Rablerinden korkanlar (öyle mi ya)? Altlarından ırmaklar akan cennetler -kendileri içinde ebedî kalmak, Rableri katından verilecek nice ziyafetlere de konmak üzere- hep onların Allah'ın nezdinde olan (nimetler) iyiler için daha hayırlıdır.» (Âl-i İmrân sûresi, âyet: 196-198)
Sayfa 76 - Cağaloğlu Yayınevi / (1) Bu ve emsâli âyetlerin muhatabı Resulu ekrem sallelâhu aleyhi ve sellem vasıtasiyle bütün müminlerdir.
Üçüncü yol: Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalalet için bir idam-ı ebedî kapısı yani hem kendisini hem bütün sevdiklerini idam edecek bir darağacıdır. Öyle bildiği için cezası olarak aynını görecek. Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür. Sözler
Reklam
Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapanmıyor ve dünya misafirhanesinde yolcular gayet sürat ve telaşla kafile kafile arkasında, toprak arkasına girip kayboluyorlar; elbette pek yakında birbirimizden ayrılacağız. Siz zulmünüzün cezasını dehşetli bir surette göreceksiniz. Hiç olmazsa mazlum ehl-i iman hakkında terhis tezkeresi olan ölümün idam-ı ebedî darağacına çıkacaksınız. Sizin dünyada tevehhüm-ü ebediyetle aldığınız fâni zevkler, bâki ve elîm elemlere dönecek.
Madem ölüm öldürülmüyor ve kabir kapanmıyor ve dünya misafirhanesinde yolcular gayet sürat ve telaşla kafile kafile arkasında, toprak arkasına girip kayboluyorlar; elbette pek yakında birbirimizden ayrılacağız. Siz zulmünüzün cezasını dehşetli bir surette göreceksiniz. Hiç olmazsa mazlum ehl-i iman hakkında terhis tezkeresi olan ölümün idam-ı ebedî darağacına çıkacaksınız. Sizin dünyada tevehhüm‑ü ebediyetle aldığınız fâni zevkler, bâki ve elîm elemlere dönecek. Risale-i Nur-Tarihçe-i Hayat/541
Kabir: Ahirete inanmayan ehli inkar ve delalet içinde bir idam-ı ebedi kapısı...Yani: Hem kendisini hem bütün sevdiklerini idam edebilecek bir darağacıdır. Öyle bildiği için cezası olarak aynını görecek bu iki şık bedihidir, delil istemiyor, göz ile görünür. Madem ecel gizlidir; her vakit ölüm başını kesmek için gelebiliyor ve genç ihtiyar farkı yoktur. Elbette daima gözü önünde öyle büyük dehşetli bir mes'ele karşısında bir çare insan; o idam-ı ebedi o dipsiz nihayetsiz haps-ı münferidden kurtulmak çaresine aramak ve kabir kapısını bir alem-i bakiye, bir saadeti ebediyeye ve alem-i nura açılan bir kapıya kendi hakkında çevirmek hâdisesi; o insanın dünya kadar büyük bir mes-elesidir.
702 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.