Melekler ve Rûhlar âleminin yaratılmasından ikibin yıl sonra Hakk Teâlâ'nın ezeli irâdesi diledi ki; nam ve şânını ortaya çıkarmak için «Cisimler âlemi»ni yarata. Bunun üzerine ilk cevhere muhabbetle bir daha bakmıştır. Onun yüzü suyu, utancından harekete gelip dalgaları yükselmiştir ve cevherin yüce özünden «Arş-ı A'zam»> vücuda gelmiştir.
Öteki özlerden Kürsî, Cennet, Cehennem, yedi gök, dört unsûr vücuda gelip şekillenmiştir. «Arş-ı A'lâ»dan «Esfel-i sâfiline» dek bu «Sûret âlemi», bu tertib üzere düzen bulup, onbeş çeşit cisimle «Mülk âlemi»nin ortaya konuşu tamam olmuştur. Bu âlemin üst tabakasına Ulvi âlem, Bekâ âlemi, Ahiret âlemi derler; orta tabakasına Orta âlem, Gök cisimleri âlemi, Felekler âlemi, Gökler âlemi derler; alt tabakasına Süflî âlem, Cisimler âlemi, Unsurlar âlemi, Oluş ve Bozuluşlar âlemi, Dünya âlemi derler. Rûhlar ve Melekler âlemindekilerle Mülk âlemindekilerin toplamı, yâni rûhların çeşitleri ile basit cisimlerin sınıflarının hepsi, harfler misâli yirmidokuzda tamam olmuştur. Her iki âlemin varlıklarının birleşmesinden üç kısım bileşik cisim vücuda gel. miştir: Mâdenler, bitkiler ve hayvanlar. Tıpkı hece harflerinden isim, fiil ve harflerin vücûda gelip, insanların lisanı olduğu gibi, her iki âlemdekilerden de, üç birleşim ortaya çıkıp, onlardan «Cihân Kitabın sonsuz mânâlar kazanmıştır. Şu hâlde, ibret gözüyle «Alem»e bakan ârifler, her nesnede nice hikmetler görmüşlerdir ve Allah dostları, Allah'ın yüce san'atının esrârının sırlarını anlayarak, birer harf olan eşyadan mânâya ulaşıp, Hakk'ın huzuruna ermişlerdir.