Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hifa Nur Öner

Hifa Nur Öner
@hifaoe
heyhât!
Fizik
14 okur puanı
Aralık 2023 tarihinde katıldı
Hem güvendiğiniz ve bel bağladığınız ve âsâr-ı İlâhiye'yi ve ihsanât-ı Rabbaniye'yi onlara isnad ettiğiniz hangi tabiatınız, hangi esbabınız, hangi şerikiniz, hangi keşfiyâtınız, hangi milletiniz, hangi båtıl mabudunuz sizi, sizce îdam-ı ebedî olan mevtin zulümatından kurtarıp; kabir hududundan, berzah hududundan, mahşer hududundan, sırat köprüsünden hâkimane geçirebilir? Saadet-i ebediyeye mazhar edebilir?
Reklam
Kendi nefsine dön ve iyice düşün! Herhangi bir şeyi iyice kavrayabilecek kadar sağlıklı iken, hatta sağlıklı olmadığın bazı hallerde bile, acaba kendi varlığından habersiz olup nefsini ispat edemiyor musun? Bence bu, (sadece) uyanık kimse için böyle değildir, dahası her ne kadar kendilerinin temsili hafızalarında sabit olmasa da uyuyan kişi bile uykusunda, sarhoş da sarhoşluğunda kendi kendisinin varlığından tamamen habersiz değildir. Şayet sen zatını ilk yaratılışında sağlıklı bir akıl ve yapıda yaratılmış olarak vehmedersen ve onun bütünüyle parçalan birbirine bitişik olmayan bir konum ve yapı bütününde olduğunu ve organlarının birbirine değmeyip aksine ayrı ayrı durduğunu ve de yalıtılmış havada bir an asılı durduğunu varsayarak vehmedersen, kendini her şeyden habersiz ancak varlığının sübütundan haberdar olarak bulursun.
İşte eğer insan, enaniyetine istinad edip hayat-ı dünyeviyeyi gaye-i hayal ederek derd-i maişet içinde muvakkat bazı lezzetler için çalışsa, gayet dar bir daire içinde boğulur gider. Ona verilen bütün cihazat ve âlât ve letaif, ondan şikayet ederek haşirde onun aleyhinde şehadet edeceklerdir. Ve davacı olacaklardır. Eğer kendini misafir bilse, misafir olduğu Zât-ı Kerim'in izni dairesinde sermaye-i ömrünü sarfetse, öyle geniş bir daire içinde uzun bir hayat-ı ebediye için güzel çalışır ve teneffüs edip istirahat eder. Sonra, a'lâ-yı illiyyîne kadar gidebilir. Hem de bu insana verilen bütün cihazat ve âlât, ondan memnun olarak âhirette lehinde şehadet ederler.
Sayfa 112

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Senin zeki olman ve sıradan insanlardan beri olmanın, her şeyi inkâr ederek karşı koyman olmasından kaçın! Böyle bir tavır, hafif meşreplik ve acizliktir. Açıklığı henüz senin için belli olmayan bir şeyi yalanlamandaki ihlalin, elinde herhangi bir delil bulunmayan şeyi doğrulamandaki ihlalinden farklı bir şey değildir. Aksine senin, imkânsızlığına kesin bir kanıt bulmadığın sürece kulak verdiğin şeyi yadırgamak seni rahatsız etse bile, 'durup düşünme' (tevakkuf) ipine sarılman gerekir. Dolayısıyla senin için doğrusu, buna benzer şeylere, kesin kanıtı kaim olan tardetmediği sürece, 'imkân' dairesinde serbestlik vermendir. Bil ki doğada acayip şeyler vardır ve faal yüce kuvveler ile edilgin aşağı kuvvelerin garip şeyler üzerine toplanmaları söz konusudur.
Şimdi, daha önce ve daha sonra zatını neyle algılıyorsun? Ve zatını idrak eden şey nedir? Sana göre müdrik/algılayan, müşahedeyle seni bilinçlendiren (beş duyundan) biri midir yoksa aklın ve beş duyundan başka onunla nispeti olan bir kuvve midir?
Reklam
Ey Oğul!
Okuyup üzerinde düşündüğün ve inceleme yaptığın ilim kalbini ıslah etmeli, kötü niyet ve düşüncelerden arındırmalı, nefsini tezkiye etmeli, yani manevi kirlerden temizlemelidir. Örneğin bir hafta ömrün kaldığını öğrensen kaçınılmaz olarak fıkıh, hilaf, usul, kelam ve benzeri ilimlerle meşgul olmazsın. Zira bunların sana bir fayda sağlamayacağını, bilakis kalbini murakabeden, nefsin niteliklerine ilişkin bilgiye ulaşmaktan, dünya ile ilgili bağları koparıp atmaktan alıkoyacağını bilirsin. Bu kadar az bir zamanın kalmışken söz konusu ilimlere yönelmenin, nefisini kötü huylardan arındırmana mani olacağını, manevi hallerden, ilahî tecellileri temaşaya dalmaktan, Allah'a ibadete yönelmekten ve güzel niteliklerle donanmaktan seni yoksun bırakacağını pekâlâ bilirsin.
İnsanlar Ashâb zamanında oldukları gibi kalsalardı, ulema için en evla yol, kelâm ilminden tamamıyla kaçınmak olurdu. Fakat bid'at fikirler ortaya çıktı ve ulemanın bu konularda nazar etmesi gerekli hale geldi. Bunu bid'atçilere karşı durmak ve hidayete ermiş kişilerin yoldan çıkmasına sebep olacak şüphelerini kalplerinden def etmek için yapmışlardır.
Birçok halde, asıl kökenin ne olduğunu bilmiyoruz, bundan dolayı aşağıyukarı tam bir ataya dönüşün izlenip izlenmediğini söyleyemeyiz. Çaprazlanmanın etkilerini önlemek için yalnız bir tek çeşidin, yeni yurdunda, başıboş bırakılmaklığı gerekirdi.
Nefsin vücudunda bir körlük vardır. O körlük vücudunda zerre-miskal kaldıkça hakikat güneşinin görünmesine mani' bir hicab olur.
Bir maksud ki, fenada mahvoluyor; o maksudu istemem. Çünki fâniyim, fâni olanı istemem; neyleyeyim?.. نَم۪ى خَوانَمْ زَوَالْدَه دَفْنْ شُدَنْ مَعْبُودْ Bir mabud ki, zevalde defnoluyor; onu çağırmam, ona iltica etmem. Çünki nihayetsiz muhtacım ve âcizim. Âciz olan, benim pek büyük derdlerime deva bulamaz. Ebedî yaralarıma merhem süremez. Zevalden kendini kurtaramayan nasıl mabud olur?
Sayfa 86
Reklam
Ey Oğul!
Allah'ın zât-ı celâline yemin olsun ki kelâm, hilâf, tıp, divan, şiir, astronomi, aruz, nahiv ya da sarf ne tür ilim tahsil edersen et, bunlar Allah'tan kopuk olarak kendi başına bakıldığında ömrü zayi etmekten başka bir şey değildir!
Hz. Muhammed (sav) bir hadisinde, "Kişinin malayani işlerle meşgul olması, Allah'ın o kişiden yüz çevirdiğinin bir işaretidir." buyurarak ümmetine dinî ve dünyevi hiçbir fayda sağlamayan gereksiz söz ve davranışlarda bulunmaktan sakınmasını tavsiye eder. Bir başka hadisinde ise "Kişinin ömrünün bir saatini bile yaratılış amacının dışında harcaması, uzun süre piş- manlık çekmesine yeter sebeptir." buyurur. "Kırkını aşıp da iyilikleri kötülüklerine ağır basmayanlar, ateşe hazırlansınlar."
Sevgi budur. Seven, sevilene ateşinde yanıp kül olurcasına koşacaktır. Sevginin son noktası bu. Sevgide ebedîleşme bu. Sevileni doğrulama ancak böyle gerçekleşir.
Kalıtsal olmayan herhangi bir değişim bizim için önemsizdir. Ama kalıtsal sapmaların sayısı ve çeşitliliği, saptaların fizyolojik önemleri ister az ister çok olsun, sonsuzdur.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.