Göz aşırı derecede kendine yakın ve uzak olan nesneleri göremez. Oysa akla göre yakın ile uzak eşittir: Bir anda göklerin üstüne yükselip çıkar, bir anda da yerin derinliklerine iner. Hakikatler kişi açısından gerçeklik kazandığında, cisimler arasında var olduğu farz edilen yakınlık ve uzaklık anlamlarının, aklın kutsallığının etrafında dolaşmasının mümkün olmadığı açığa çıkar.
Akıl yüce Allah'ın nurundan bir numunedir ve numuneler her ne kadar eşitlik zirvesine yükselemeseler de, taklit özelliğini her zaman taşırlar. Bu yaklaşım Hz. Peygamber'in "Allah, Adem'i kendi suretinde yarattı" deyişinin anlamına götürür.