Dua, bütün mevcut güçlerin bunları yok etmek üzere seferber olduğu bir çağda düşünceyi ifade etmenin ,mesajı ulaştırmanın , duyguları geliştirmenin , istekleri ve idealleri sürekli olarak ortaya koymanın , insani şiarları ve tavırları ilan etmenin , mücadeleci ruhu canlı tutmanın , toplumsal yükümlülüğün , düşünsel bağın, ideolojik bağlılıkların ve karşıtlıkların , itikadi bilincin geliştirilip derinleştirilmesinin ve o büyük sorumluluğu yerine getirmek adına insanın ruh ve düşüncesini hazır hale getirmesinin aracıdır .
Sayfa 74Kitabı okudu
Kabullenme ve reddetme, kişinin o an içinde kurmaya çalıştığı ilişkinin benimsenip benimsenmediğine işaret eder. Umursamama,kişinin kendinin önemsenmediğin, değersiz olduğunu, yok olduğu nubelirtir. Watzlavwick ve arkadaşları, umursamamanın ilişki içinde en sağlıksız psikolojik durumu yarattığını öne sürerler. "Bir insana dünyanın en dayanılmaz işkencesini yapmak isterseniz, onu 'umursamamanın baskın olduğu sosyal bir ortama koyun," önerisinde bulunurlar. Onlara göre, "En acı ve ızdırap verici bedensel işkence bile umursamamaya yeğlenir; çünkü bedensel işkenceyi yapan, işkence yaptığı kişinin varlığını' kabul etmiş olmaktadır."
Watzlawick, Beavin ve Jackson, toplum içinde insan ilişkilerinin coğunlukla "kabullenme", "reddetme" ya da"umursamama" türünden olabileceğini, sağlıklı bir toplum yaşamını sürdürebilmek için ağırlığın kabullenme" yönünde olması gerektiğini ifade ederler. Toplumdaki ilişkiler genellikle "reddetme yönündeyse, o toplumda cinayetler, kavgalar, sürtüşmeler çoğalır; genellikle "umursamama"-nın ağır bastığı toplumlarda ise akıl hastalıklarında bir artma olur. İlişki içinde olan kişiler, ilişkileri süresince, birbirlerini her üç türden tanımlama içine sokarlar: Karısıyla çoğunlukla kabullen me türünden bir tanımlama içinde olan koca, bazen reddetme ve ara sıra da umursamama davranışı içinde olabilir. Bir ilişkinin tümden kabullenici ya da reddedici olması gerçeğe uymaz.
Sayfa 30Kitabı okudu
Mekke'li müşriklerde, İslâm liderlerinden daha çok vicdan vardı..
İslam’ı kabul edenleri inançlarından vazgeçirmek için yapılan işkenceler fayda vermeyince bu defa başta Hz Peygamber (sav) olmak üzere beraberindeki sahabeler; müşriklerin çok şiddetli gıda ambargosuna maruz kaldılar.
Müşrikler bu ambargo kararını aldıklarında ambargo/boykot sahifesini yazıp bunu uygulamak üzere Kâbe’nin duvarına astılar. İctimai
Kadir Mısıroğlu: "Çanakkale'yi zaferden saymıyor musun ey Mısıroğlu? Evet saymıyorum. Viyana'daki mağlubiyetiniz Çanakkale'deki galibiyetinizden daha büyüktür.
Sen gitmişsin düşmanın ülkesine, ve Viyana'da mağlup olmuşsun. Çanakkale senin Payitaht'ının kapısıdır. Gelen bir düşmanı defetmişsin. Bir şey ifade etmez
