Yarım yamalak asarlar, ölecek gibi oldu mu indirirler. Kendi gözleri önünde dilim dilim doğrarlar. Ardından bağırsaklarını söküp, içini boşaltıp mahkuma bunları göstere göstere yakarlar. Sonra kafasını uçurur, bedenini dörde bölerler. İşte vatana ihanetin cezası.
"Devrim; Yeryüzüne yalın bir bakıştır..."
Gözlerin alabildiğine uzakları görebilmeli baktığında.
Şehrin her bir köşesini ve her köşesinde başka bir hayata dönüşen gölgeleri fark edebilmeli. Sahici olan ne varsa ve içinde yaşamak adına bir giz taşıyan ne varsa fark edebilmelisin. Böylece zaman senin kollarında uzamalı. Bazen akrebi sımsıkı avuçlarında tutmalısın. Kimi zaman da bir
uyuştuğum göğe kaldırdığım eski gözlerim
düşüp kırılırsa görürüm, diyorum. Tutanaklara geçiriliyor
saadetim bir hakaret sayılarak. Bu gece, planlı
ihaneti kokusundan tanıyacağım, diyor.
tabancamın akdenizine iri yarı balıklar giriyor!
süt kesik! yüz kesik!
yatalım artık, tanrının geleceği yok!
Sayfa 117Kitabı okudu
gel öp beni bir böcek ezer gibi
gel öp beni!
ihtiyacım var, ihtiyacım var ihanetine.
Sayfa 28Kitabı okudu
Diyelim
ki sessiz gecede poyraz.
Sis çökmüş o heybetli dağlara;
yurdun
da kar altında, gözlerin gök-
yüzünde bir dolunay.
Diyelim ki sınamışsın uzaklığın ihanetini.
