Dörtlerin Gecesi
(Ateşin ve Güneşin Çocukları)
(...)
Özlenen ateş yakılmıştı sonunda
Elden ele bütün dünyaya taşınmıştı
Kıvılcım dansıydı gözlerdeki sevinç
Sevgi aileden alınırken eksik kaldı mı bir yerlerde yanlış yapılıyor ve her dala tutunabilyor insan. Aileler parçalandığı zaman çocuklar o eksikliği yanlış insanlarla doldurmaya çalışırken kendilerinden harcıyor ne yazık ki...
Çocuk yaştaki genç kızların yaşadığı yanlış ilişkiler ve onların ağır sonuçlarını okurken üzülmemek elde değil.
Birde insanın evladı olunca daha etkileyici oluyor.
Sevginin bu kadar acımasızca harcanması ve tutkunun gözleri kör etmesi, ihanetin acı yüzü bir labirent gibi gizemli ölümler.
Yazarın kalemiyle tanışma kitabım oldu konu olarak etkileyici olması, psikolojik yanı güzeldi.
Editör hataları ve küçük punto okumayı zorlaştırsada keyifli bir okuma oldu.
Yazarın #kemiktenyapboz kitabını okumayı çok istiyorum.
Babaçka ve Maşa çocuk yaşta seviyor sandıkları adamlara körü körüne aşık genç kızlar.
Onların aile hayatları bu yanlış ilişkilerin kucağına iter ve hayatlarında farklı zamanlarda büyük bedeller öderler.
Babaçka Gbel'in vahşice öldürülmesi ile kaybederken, sevgileri kullanan erkeklerin sonunun aynı olması, bu şekilde ölen bir çok kişinin olması ve bunun arkasında ki kişi ya da kişiler.
Bir insanın yüreği asla oyun hamuru değildi.
🗣️ Cumhuriyete Karşı Yıkıcılığın Kökleri
Yüz yaşına girmeye hazırlanan Cumhuriyetin ve ona can veren devrimleri içine sindiremeyenlerin Cumhuriyetin ve Türk ulusunun sağladığı olanaklarıyla yetki ve güç sahibi olmaları oldukça düşündürücü, aynı zamanda çelişkili bir durumdur.
Teokratik ve despotik bir hanedanın dayatmacı yönetiminden ve zulüm
Kızıla Çalan Küskün Bakışlar
Denize çevirdim gözlerimi ,
Küskün ve kin dolu bakışlarla, kızıllığını kustum gözlerimin…
Deniz köpürürken, içimdeki boşluğu nefretimle doldurdum,
Her an şefkati kollarken …
Maviliği , kızıla boyayan bir sûret gibi öfkeli,
Bakışlarımla, tâbilik gösteren gözleri kör edecek kadar cüretkar…
Hislerimi içimden akıtıp, ruhumu boğdum kızıla boyadığım denizde,
Kanatlarımı yolup, tüylerini ateşte yaktım…
And ettim!
Göğün bağrını beslediğim ateşle büyütmeye,
Toprağın ruhunu, ihanetin gözlerinde boğmaya…
RzgarYktaSirinoglu 16 Ocak
Bir yanda, inandıkları uğruna yıllarını cezaevlerinde geçiren, hayatını, 'sevgi, emek, özgürlük, eşitlik' adına sürgünde yitiren bir 'şair' sıfatını kazanan; öte yanda, 'bir aşk adamı, çoğu zaman aşktan başka bir şey düşünmeyen bir aşk şairi, biraz zampara, mavi gözlü bir Kazanova, bir ilişkiyi bitirmeden diğerine geçerken
Sevdim, inanamayacağın kadar,
Sevdim seni esmer kız..
Kirpiklerimde çırpınan
Şu tuzlu gözyaşımda
İhanetin adı yok!
Neylersin ki çember daralmakta..
Şimdilik hoşça kal yaban çiçeğim.
Yasal mermisiyle,
Bir komiser yaklaşmakta..