(Spoiler !!!)
Kitabı beğendim mi? Evet beğendim. İlk başta okumaya başladığımda dilinden dolayı bir korku yaşamıştım fakat okudukça ve birazda sabırlı oldukça hikaye akmaya başladı. İhsan Oktay Anar'ın hayal gücüne hayran kaldım. Dedim ki bunlar yaşanmış bir olay mı gerçekten tarihte benzeri olmalı bence yoksa bu kadar gerçekçi ama gerçekdışı nasıl yazılabilir böyle bir şey. Yafes Çelebi, Kara Calud ve Üzeyir Bey ana karakterlerimiz. 3 nesil hiyelkarlar, hepsinin birbirinden farklı özellikleri var hepsinin farklı istek ve amaç ve hırsları. ama ortak noktaları Hiyel ilmi Yafes Çelebi sanki hobi amaçlı yapıyor icatlarını Kara Calud dünya hakimiyeti, Üzeyir Bey ise her şeyi öğrenip bu bütün bildiklerinin üzerini kapatıp yaşamın, hayatın sırrına eriyor bir nevi. Kibir kendini var edip sonra da kendi kendini yiyip bitiriyor.
"Rüzgâr nasıl ki uğuldar, su şırıldar, gök gürler ve yapraklar hışırdarsa, arslan nasıl ki kükrer, güvercin guruldar, bülbül çiler ve serçe cıvıldarsa, insan da şarkı söyler."
"Bir Üsküplü dedi ki: 'Hocam! Bir defasında buraya lise talebelerinden oluşan bir kâfile geldi. Bazılarının üzerinde sanki hiç kıyafet yoktu. Bir başkası o hâlde göğsünün üzerine Türk bayrağı koymuştu. Kendisine yaklaştım ve dedim ki " Bacım! O bayrak yalnız senin değil, aynı zamanda bizimdir. O, bütün İslâm milletinindir. Tarihimiz, imanımız, aşkımız ve istikbale dair umudumuz o bayrakta. Sen bu kıyafetin üzerine taktığın bu bayrakla yerin altında kefensiz yatan Osmanlı'yı üzersin. Yapma! Kıyafetini belirlerken modacılara değil ecdadına bak." dedim. Bir başka Üsküplü şunları söyledi:' Hocam! Türkiye'den buraya gelenlerin önemli bir bölümü bize meyhaneyi, kumarhaneyi soruyor." İşte dedelerinizin yaptığı camiiler, medreseler" deyince "Bizde bunlardan çok var. Ne yapalım taş yığınını? Sen kadından, iyi şaraptan haber ver." diyorlar. Son Büyük İslâm Devleti Osmanlı'ya sadakat gösteren gençleri Üsküp' e bekliyoruz."