Genelde neşeli ve canlıydı. Gülümsemeyi sebepsizce seviyordu ama inkâr edilemez melankolik bir tarafı vardı.
"𝖡ı𝗋𝖺𝗄 𝖽𝗂𝗄𝖾𝗒𝗂𝗆 𝗒𝖺𝗋𝖺𝗇ı. 𝖲𝗈𝗇𝗋𝖺 𝗀𝖾𝖼̧𝖾𝖼𝖾𝗄 𝖺𝖼ı𝗌ı."
Reklam
...Biz dile söze bakmayız. Gönle hâle bakarız, ...Edep bilenler başkadır, Canı ruhu yanmış âşıklar başka. Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır. Aşıkların şeriatı da Allah'tır, mezhebi de. Mevlâna Celaleddin Rumi Mesnevi, cilt II, sayfa 133
"Neden diğerleri gibi sadece karanlık demiyorsun?" "Çünkü karanlık, ışığın yokluğudur. Gizlediğin ışığı görmemden neden korkuyorsun?" Çünkü buna hazır değilim!
Karanlığının ardındaki aydınlık insanı kör edebilir
Bugün karşı karşıya geldiğimiz sorunlara Müslüman aydınların geliştirdiği cevaplara bakarak bir asır öncesi yaşanan tecrübenin neresinde olunduğu konusu düşünmeye değer. Sömürgeci yüzüyle tanıştığı batı uygarlığı karşısında aceleci bir çırpınışla çıkış bulmak, adeta kurtuluş reçetesi peşinde koşan dönemin İslamcı aydınların ( 1)Eklektik ve (2)Anakronik olmak gibi önemli kusurları vardı. (1) Eklektik, tek bir stilin hakim olduğu alanlar yerine birden farklı tarzın harmanlandığı ve birbiriyle uyum oluşturduğu bir dekorasyon trendi olarak açıklanabilir. Çeşitli stilleri, farklı renk tonlarını ve dokuları bir arada kullanarak muhteşem bir ev dekore etme fikri, bu dekorasyon örneğinin temelini oluşturmaktadır. (2)Anakronik : Bir kişi, nesne yahut yaşanmış olaylardan bahsederken zamanda geçen olayları ve kişileri karıştırma ve yanlış anlatma, yani tarihte yanılgıya düşme durumudur. Örneğin; "II. Bayezid, oğlu I. Selim'e elektronik posta gönderdi." ifadesi bir tür anakronizmdir. Bugünden geriye bakıldığında bu tecrübenin yaşanmış olmasının önemi daha iyi anlaşılıyor.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.