İncelemeye başlamadan önce geçen günlerde bir zavallı çıkmış Türkiye'nin gurur kaynağı, hocaların hocası, Prof. Dr. Halil İnalcık'a dil uzatıyor. Amacı açık; Osmanlı Devleti'ni tarihî gerçeklerine aykırı yüceltmek, Türkiye Cumhuriyeti ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e saldırarak mevki kapmak. -Ne bereketli topraklarımız varmış,
GENÇLİĞİMDEN KENDİME MEKTUP
Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.
Yazılarınızda sık sık “Gençlik nereye gidiyor?” türünden yakınmalarınız oluyor? Gençlik derken herhâlde lise ve üniversite öğrencilerini kastediyorsunuz. Bu durumda ben de nereye gittiğini çok merak ettiğiniz o grubun bir
“Dünyada sevmekten önemli bir iş olur mu?” (s.9)
I.
Aziz Nesin mizahi eserleriyle tanınan edebiyatçılarımızdan olup mizahı mevcut siyasetçileri ve siyasi düzeni yermek ve bu düzen içinde siyasetçilerin afyonuyla uyuşan halkı uyandırmak için kullanır. Bu özelliği sebebiyle de sık sık davalık olmuş, sürgüne gönderilmiş ve hapis yatmıştır. “Yetmiş
"GENÇLİK NEREYE GIDIYOR" başlıklı bir köşe yazısına cevaben, Bakın bizlere ne yazmış bir genç kardeşimiz... Şahsen ben utandım. Umarım herkes kendine biraz dönüp bakıp pay çıkarır...
Bu gençler bizim fakat bu durum bizim eserimiz...
“Ben 21 yaşında bir üniversite öğrencisiyim. Yazılarınızı fırsat buldukça okuyorum.
Yazılarınızda sık
1446’da Edirne’de, Osmanlı tarihinin ilk yeniçeri ayaklanması gerçekleşti. İsyanın görünüşteki sebebi paranın değerinin düşürülmesiydi. Bu durumdan rahatsız olan asker ayaklanarak Rumeli Beylerbeyisi Şehabeddin Paşa’nın evine saldırıp, ardından da şehrin doğusundaki bir tepeye çekildi. İsyan yeniçerilerin maaşlarına yarım (buçuk) akçe zam yapılarak bastırılabildi. Ancak asker tahtta II. Murad’ı görmek istiyordu. Aslında bu isyan Çandarlı Halil Paşa’nın tertipleriyle genç padişahı tahttan uzaklaştırmak için çıkarılmıştı. Padişahın yakınlarından olan Şehabeddin Paşa’nın evi hedef alınmış ve II. Mehmed’in hükümdarlığı tehlikeye düşmüştü. İktidar boşluğu meydana geldiği için
Çandarlı’nın gizlice haber gönderdiği II. Murad, Edirne’ye
gelerek tahta geçti.
Kuşkusuz Fatih, Kanuni, Yavuz Selim, IV. Murad ve II. Mahmud da güçlü hükümdarlardı, ama II. Abdülhamid otoritenin parçalanmaya başladığı ve bu parçalanmanın kurumsallaştığı bir ortamda her şeye hükmetmekteydi.
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler her şeyden önce yazarı ve adıyla beni cezbeden bir kitap oldu. Çünkü merhum İnalcık Hoca günümüzdeki bir takım şarlatanlarla adı aynı cümlede bile geçmeyecek kadar ciddi ve hakiki bir tarihçiydi. Daha önce NTV Yayınlarının bastığı eseri Kronik Kitap tekrar yayımladı.
Hoca'nın farklı zamanlarda Osmanlı tarihindeki farklı konular üzerine yazdığı makalelerin derlendiğini görüyoruz. İsminden dolayı popüler tarihçilik tarzı bir anlatım bekleyenler umduklarını bulamayacaklardır. Zira Hoca'nın belgeye dayanan, sahici üslubu hemen her yazıda kendine yer edinmiş durumda.
Özellikle Osmanlı'nın ilk yüz, yüz elli yılı ve kuruluş dönemi karakterleri rivayetlerle gerçeklerin birbirine karıştıkları bir alana dönmüş durumda. Bu nedenle gerçek sandığımız bazı şeyler gerçek değil. Hoca bunun çözümü için bir metot geliştirmiş ve tarihe coğrafyayı da katarak dağ, bayır demeden yıllarca mekan dolaşmış.
Kitapta 18 farklı yazı var. Çaka Bey, Ertuğrul Gazi, Osman Bey, Orhan Gazi, I. Murad, Çelebi Mehmed, İstanbul'un Fethi ve Fatih Sultan Mehmed, II. Osman, Kösem Sultan gibi karakterlerin ağırlıkta olduğu bir çalışma olmuş. Tarih severlere tavsiye edilir.