Hoş geldin..
. .. ❝Evim oldun sen benim. Ben banklarda, parklarda iki büklüm bir kat sabahlarken evim oldun. Kör kuyulara sürüklenirken, dipsiz uçurumlara giderken, sarp dağlarda yürürken evim oldun. Hoş geldin.. Bize iyi bak olur mu? Evimize iyi bak..❞ .. .
Sayfa 153Kitabı okudu
Şu gördüğümüz dünya, görünüşte çok geniş olmasına rağmen manen dardır ve ruhumuzu sıkmaktadır. İşte uyku, ruhun bu darlıktan kurtuluşudur. Bu dünya çok ısınmış, çok kızmış bir hamama benzer, orada nefes alamaz olursun, bunalırsın; ruhun da pek sıkılır. Hâlbuki hamam enlidir, boyludur. Fakat sıcaklığı yüzünden, sana dar gelir, canın sıkılır ve usanırsın. Dışarı çıkmadıkça gönlün ferahlamaz. O hâlde hamamın genişliğinden sana ne fayda olur? Yahut ey yolunu şaşırmış kişi, dar bir ayakkabı giyersin de geniş bir ovada yürümeye çalışırsında o ovanın genişliği sana dar gelir, o ova sana zindan olur. Senin uykuya dalman, o dar ayakkabıyı ayağından çıkarmandır. Çünkü insan uykuda iken, ruhu beden hapsinden kurtulur. Bazı erenler de uyumadıkları hâlde onlar dünyada rüya görürler. Fakat o âlemin görünürde kapısı da yoktur. Beden dar ve kasvetli bir evdir. Rah da 0 evin içinde dertli, hasta, sakat, sanki iki büklüm olmuştur. Allah, zamanı gelince, o evi pâdişâhların sarayları gibi yeniden yapmak için yıkar. Bunun gibi bir insan da, manen dar ve sıkıcı âlemin dışına çıkmayınca, ferahlayamaz ve rahat edemez. Rüh bedene bağlı oldukça sıkıntı içinde bulunur. İnsan uyuyup duygularının tesirinden kurtulunca, kendinden geçince, geçici bir zaman için serbest kalır ve neşelenir. Bu durum gamlı ve hüzünlü bir kimsenin uyuması ile gamını, kederini unutmasına ve onlardan kurtulmasına benzer.
Sayfa 102
Reklam
Siz bir insanın ölmesinin ne demek olduğunu biliyor musunuz? Siz bir bedenin iki büklüm olduğunu gördünüz mü? Gırtlaktan çıkan hırıltıları,her bir parmağın korkunç olana karşı direnişini, gözlerin kelimelerle anlatılamayacak bir dehşet içinde açılışını... Hiç böyle bir şey yaşadınız mı?
Kadınları gece gündüz çalışmaktan iki büklüm; kızlarına günışığı yasaklanmış bir mahalleydi.
Sayfa 57 - EVEREST 47Kitabı okudu
Jenya birden tüfeğini attı, iki büklüm oldu, sarhoş gibi yalpalaya yalpalaya çalıların arasına koştu. Yere yığılırcasına diz çöktü; midesi bulanıyordu, içi dışına çıkacaktı sanki, öyle öğürüyordu ... Bir yandan da hep birini çağırır gibiydi, galiba annesini...
Sayfa 105Kitabı okudu
Bu şehirde doğmuşum, ötesini bilmem Beşiktaş’ta büyümüşüm iki büklüm vapurlarda sürünmüşüm
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.