Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
Dünya iki kat büyük olsaydı (bence yine dünyayı paylaşamazdik :) )
Harvard'daki Astrofizik araştırma merkezinden Dr. Scott Kenyon'a göre, Dünya iki katı kütleye sahip olsaydı erken dönemlerindeki ısısını daha yavaş kaybederdi. Kenyon "Atmosfer daha yoğun olurdu. Her şey iki katı ağırlığında olacağı için hareket etmeleri de daha fazla enerji gerektirirdi." diyor. Böyle bir senaryoda karıncalar ve yılanlar çok mutlu olabilirdi çünkü kuşlar nadir olurdu ve insanlar daha yavaş ve kısa olurlardı. Kenyon, "Okyanuslar hakkında daha fazlasını bilir ve yıldızlar hakkında daha az şey biliyor olurduk. Binalarımız ise daha az ihtişamlı olurdu. Aynı zamanda mermiler şimdikinden daha kısa mesafelere ulaşabilmek için daha fazla enerji gerektirirdi ve dolayısıyla daha az savaş olurdu." diye ekliyor. Dr. Dimitar Sasselov'un ise bu konudaki görüşü farklı: "Dünya iki katı büyük olsaydı, kütlesi 8 katına çıkardı. Bu durum yürümeyi zorlaştıracağı için sahilde vakit geçirmek daha akıllıca olurdu çünkü suda daha hafifiz."
Sayfa 79 - All About SpaceKitabı okudu
Reklam
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
Sayfa 296 - 297, 298, 299,300, 301,302,303Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Çocuk ve Dünya Görüşleri
-... Bir yetişkinde “sağlıklı bir dünya görüşü” oluşması için önce çocuğun, dünya görüşünü oluşturan psikolojik gelişimin üç farklı aşamasını sağlıklı bir şekilde geçmesi gerekir.Bu aşamaları oral, anal ve odipal dönem olarak sıralayabiliriz. Oral dönem -Oral aşama, doğumdan itibaren yaklaşık bir buçuk ila iki yıla kadar sürer. Çocuğun dünya algısı, “Ben ne elde edersem O'yumdur” ifadesiyle tanımlanabilir. Anal dönem -Anal aşama genellikle 2 ila 3 yaşları arasında yaşanır. Çocuğun dünya algısı, “Ben kendime sakladığım /tuttuğum ya da kendime verdiğim şeyim,” şeklindedir. Odipal dönem -Bu evrede çocuk, aile sistemine entegre olmayı ilk kez öğrenir. 4-5 yaşlarını kapsayan bu evreyi, “Ben hayal ettiğim şeyim” cümlesi belirler. Çocuk böylece, “Dünyayı ihtiyacım olduğu gibi inşa ve hayal edeceğim.”sloganıyla hareket etmeye başlar.
HayykitapKitabı okudu
O Muallim Naci'nin edebiyat anlayışından çok uzaklarda kendi tarzını ortaya koymuştu ama dünya görüşü hiç değişmemişti. Köklerine ve şark medeniyetine sırt çevirmeden kendisi olarak batının ilmini almak, süfli taraflarını atmak taraftarıydı. İşte Akif'in şahsiyetini yapan, çilesini ve dramını da hazırlayan, yaşadığı toplumun bu birbirine
Azınlık Etkisi: Az Sayıda İnsan Çok Sayıda İnsanı Etkilediğinde Normatif sosyal etki ile ilgili tartışmamızı sanki bireyin grup üzerinde hiçbir etkisi yokmuş gibi bu noktada kestirip atamayız. Serge Moscovici'nin de (1985, 1994; Moscovici, Mucchi-Faina, & Maass, 1994) belirttiği gibi, gruplar kendilerine uymayanları susturmayı, yoldan
Sayfa 464Kitabı okudu
Reklam
Batı ve Batı dışı bölgeleri ele alan incelemeler arasındaki entelektüel ayrışmanın çözülmesi, bazı önemli siyasal sonuçları da olan temel bir entelektüel sorunu gündeme getirdi: Bu iki bölge, ontolojik anlamda özdeş miydi, yoksa farklı mıydı? ... . Bu sorulara verilen entelektüel yanıt aslında oldukça belirsiz bir uzlaşmanın ürünüydü. Bu görüşü şöyle özetlemek mümkündür: Batı dışı bölgeler analitik bakımdan Batı'yla aynıdır, ama tam da değildir! Bu görüşün aldığı ilk biçim modernleşme teorisiydi. ... . Teorinin anahtar tezi bütün ulusların/halkların/bölgelerin aynı modernleşme yolundan geçtiğini (dolayısıyla aynı olduklarını), ancak tarihin belirli bir anında ulusların/halkların/bölgelerin kendilerini bu yolun farklı aşamalarında bulduklarını (dolayısıyla tam da aynı olmadıklarını) savunuyordu. Kamu politikaları yönünden bu anlayış, "kalkınma" konusuna dünya genelinde verilen büyük önemle ifade edildi. "Kalkınma" terimi ise, bir ülkenin evrensel modernleşme yolundaki ilerleme süreci olarak tanımlandı.
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
Hindistan, İngiltere'nin refahı için vazgeçilmez hale geldikçe milyonlarca Hindistanlı pekala önlenebilir kıtlıklarda, açlıktan can vermeye başlamıştı. İngiltere'nin acımasız ekonomi politikalarından ötürü İngiliz Sömürgeciliği Holocaust'u diye tabir edilebilecek olan bu durumun sonucu olarak 30 ila 35 milyon Hindistanlı açlıktan
178 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.