266 syf.
·
Puan vermedi
Bilim kurgu okuma etkinliğinde okuduğum ilk kitabımdı. #28996895 buradan etkinliğe ulaşabilirsiniz. İncelemem kitabın içeriğine dair bilgi vermekte ve şahsi yorumlarımı içermektedir. Aldous Huxley'nin Mona Lisa'sı bu kitap. Öyle ki hem bir tebessüm hem de burukluk taşıyor. Bizeyse perdenin arkasındaki "insan" kavramını keşfetmek; belki
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 20212 okunma
Gövdesinin çapıyla karşılaştırıldığında acınası incelikteki çok sayıda bacak, gözlerinin önünde çaresizlik içersinde, parıltılar saçarak sallanıp durmaktaydı. ‘Ne olmuş bana böyle?’ diye düşündü. Gördüğü düş değildi. Biraz küçük, ama normal, yani içinde insanlar yaşasın diye yapılmış olan odası, ezbere bildiği dört duvarın arasında eskiden
Reklam
Edebiyatımızda Dergiler “Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana ülkemizde çıkmış sanat edebiyat dergilerinin sayısı 300'ü bulmakta. Ancak bunların arasında gerçek anlamda dergi niteliğini taşıyanların, küçük bir çevre için de olsa, belli bir etkinlik düzeyi tutturmuş olanların sayısının 100-150 dolaylarında olduğu söylenebilir. Kimisi Varlık gibi
Sayfa 68 - YKYKitabı okudu
480 syf.
·
Puan vermedi
Varoşa tepeden bakışın kitabı
Orhan Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık” adlı romanının kritigi Orhan Pamuk, nobel almış bir yazardır. Ancak tasvip etmediğim politik duruşu ve mütemadiyen intihal ile suçlanması nedenlerinden ötürü onu her zaman antipatik bulmakta ve bu hissiyatımı yenememekteyim. Daha önce üç kitabını okumuş olduğum Orhan Pamuk’un bu kitabında şaşırtıcı şekilde
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,6bin okunma
Gösteriş Budalalığı ya da Züppelik
Modern dönemde zengin olma durumundan ziyade zenginliğin kaynağı önemlidir. Eğer şatafatlı hayatınızın kaynağı çok çalışmak ise bu size o kadar da büyük bir statü kazandırmaz. Çünkü önünüzde aynı şatafatı, hatta fazlasını, çalışmak zorunda kalmadan yaşayan bir aylak sınıf vardır. Norveç asıllı bir Amerikalı olan Thorstein Bunde Veblen, liberal
Persona (1966)
Ingmar Bergman'dan müthiş bir başyapıt! Ne zamandır erteleyip durduğum Persona'yı sonunda izledim ve uzun zamandır izlediğim en acayip, en beyin gıcıklayıcı film olduğunu söylemeliyim. Çekimler mükemmel, sembolik biçimler çarpıcı. Siyah beyaz olmasına rağmen hiç sırıtmaması gerçek sanatın ölümsüz olduğu savını destekliyor, 1966 yahu 52 yıl önce!
Reklam
162 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.