“Hükümdar ölümü kul ölümüne benzemez.”
Küçük yaşta hadım edilip haremağası yapılmış bir kölenin gözünden iktidar-birey ilişkilerinin ele alındığı romanda, tarihsel olaylardan çok insan psikolojisinin derinliklerine iniyoruz. Haremağası Habeş Süleyman, efendisine olan bağlılığını öyle ileri noktalara taşıyor ki, padişahın zulümlerine, kötülüklerine bile geçerli nedenler üretebiliyor. İktidardan uzaklaştırılan ve hapsedilen efendisine hissettiği duygular da sonrasında değişim geçiriyor ve tutkunun bir nevi nefrete dönüştüğünü görüyoruz. Yeni padişaha karşı “Padişahım çok yaşa!” diye haykırırken bizleri iktidar üzerine düşünmeye itiyor.
Zülfü Livaneli’nin kendi deyimiyle iktidarın çevresinde ışık görmüş pervaneler gibi dönen insanlar üzerine kurulu bir yapı var romanda.
“İktidar, insanları değiştiriyor. İktidar görkemi öyle bir şey ki, bakışıyla her canlıyı kımıltısız hale getiren bir engereğin bile gözünü kamaştırıyor.”
.
1997 Balkan Edebiyat Ödüllü, yazarın dönemin dilini ve üslubunu en yalın ve güzel şekilde kullandığı bu harika eseri mutlaka okuyun