_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Ustaca iletişimde bulunmayı öğrenmek bir sanattır.
Daha çok bir müzik aleti çalmayı öğrenmek gibidir. Etkili İletişimin Beş Sırrı’nı bir piyanonun tuşları gibi düşünebilirsiniz. Herkes oturup tuşlara basabilir ama kulağa hoş gelmez. Eğer bolca pratik yapıp çalışırsanız becerileriniz gelişir ve güzel müzik yapmayı öğrenirsiniz.
Dış dünyayı hayatımızdaki en etkin kuvvet olarak algılarız. Endüstri kaynaklı kültür, var olmak için ‘materyal’ üzerinde durarak, dış dünyaya odaklanmaktadır. Çocuklarımızı karakter sahibi, dürüst, empatik, cömert bireyler olarak yetiştirmek istiyorsak, onlara iç dünyalarına yönlendirecek ortamlar yaratmalıyız. İç dünya deyip geçmeyin: Kendimizle tanıştığımız, amaç kazandığımız, özbenliğimizi inşa edip benzersiz bireyler olduğumuzu, kendimizi ve dolayısıyla başkalarını takdir eden kişiler olduğumuzu fark ettiğimiz bir yer, bir uzaydır iç dünya. Unutmayalım ki anne veya baba olmak; aklı ve kalbi, sevgiyi ve zekâyı, iletişim ve sessizliği birleştirebilmeyi gerektiren bir sanattır.