Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bütün modern faşist hareketler cehaleti hedeflemiştir ; olguları bilinçli bir şekilde öylesine manipüle etmişlerdir ki, ancak bu olguları bilmeyenler karşısında başarıya ulaşabilirlerdi. Çağdaş toplumun karmaşalarıyla ilgili cehalet, modern tipten gerici kitle hareketi için ideal bir yeşerme zemini olan genel bir belirsizlik ve kaygı durumuna yol açar. Böylesi hareketler hep“ popülist“ ve art niyetli biçimde anti entelektüeldir. Faşizmin hiçbir zaman tutarlı bir toplumsal kuram geliştirmeyip, kuramsal düşünme ve bilgiyi ısrarla “halktan yabancılaşma“ diye itham etmesi bir rastlantı değildir.
İnsan ırkını Mars’a yedeklemek
Musk, bunun iki sebepten dolayı zorunluluk olduğunu düşündüğünü söyledi. İlk sebep bunun ilham verici bir macera olduğu ve böyle hedeflere ihtiyacımız olduğu. Bir diğer sebep ise insan ırkının uzun sürede hayatta kalması. Eğer kendi kendine oluşmuş veya diğer türlü bir felaket Dünyayı helak ederse başka bir yere insan kolonileri kurulduğu sürece ırk korunur. Musk’a göre, çok gezegenli yaşama sahip olmak mantıklı bir fikir ve bilgisayarı yedeklemeye benzettiği ihtiyatlı bir tedbirdir. “Herkes sabit disklerini yedekler…Belki biz de hayatı yedeklemeliyiz?”
Reklam
Alıntılar
İyi ya da kötü duygusu doğal olarak içimizde olan bir şey midir, yoksa o ilahi varlığın oraya yerleştirdiği bir duygu mudur? • Bir ahlak kuralını izliyor muyuz? • Ahlaklı eylemlerimizin nedeni, böyle davranmanın çoğunlukla kendi çıkarımıza olması mıdır? • Etik davranış tamamen eylemlerimizin sonuçlarının doğasıyla mı ilgilidir? (Etik versus
Arif Dirlik (1940-2017): Marksist Bir Düşün İnsanı İçin Bir Portre Denemesi
Arif Dirlik’le (1940-2017) düşünsel tanışmam 2001’de, ünlü ‘İmparatorluk’ kitabıyla oldu. Hardt ve Negri, kitapta Arif Dirlik’e gönderme yapıyordu. İlk kez duyuyordum adını. Şaşırmıştım. O zamanlar, internet çok yaygın değildi, yaygın olsa bile pek de fark etmezdi; çünkü birçok kaynak internette erişilebilir değildi. 2005 yılında üniversite
Burası allahına kurban olduğum yer.
Duyguların merkeze yerleştirilmesi sâdece bireyin conatus’u için değil, bu, toplumun, devletin, dünyanın ve tüm evrenin conatus’unun doğru anlaşılması; verili ahlâkın, inançların, politik tercihlerin, siyasî yönelimlerin vs. yeniden ve doğru biçimde anlamlandırılması ve üretilmesi için gerekti. İyi ve kötünün, doğru ve yanlışın, erdem ve erdemsizliğin, sevinç ve kederin yeniden tanımlanması gerekti. İnsano en baştan beri evrensel doğanın işleyişinden ayrı tutan, onı fetişleştiren, “imparatorluk içinde özerk imparatorluk” sayan; ahlâkın, dinî inançların ve toplumsal değer yargılarının baskısı altında duygularıma ve kendine, kendi bilincine yabancılaştıran kadim öğretilere savaş açmak gerekti. Örneğin iyi ve kötünün ahlâki ve kesin bir tanımının olmadığını, bunların belli bir mutluluk ve keder biçimi olduğunu; kişinin conatus’unu artıran şeyin “iyi”, eksilten şeyin de “kötü” olduğunu söyledi. Sâdece bu yaklaşım dahi, insanı geçmişinin yükünden, suçluluk duygusundan sağaltan bir işlev olaral çok önemli bir değişimin işâreti olmuştur. Bu yönüyle bakıldığında duyguların etik nosyonlara değil, etik nosyonların duygulara dayalı olması gerektiği ortaya çıktı. Bu anlamda düşünür, beden ve ruh düalizmini de sona erdirerek bedenin tek belirleyen olduğunu öne sürdü ve yüzyılların düalist yaklaşımını sona erdirdi.
On sekizden yirmi beşe kadar süren o mutlu yıllarda hiçbir şey doğadan, dağlardan, ormanlardan, denizden, sevgiden daha asil, daha güzel ve daha ilham verici olamaz; sanat, edebiyat, bilim, tarih sürekli ona yeni olanaklar sunar. Bir gencin böylesi bir programı takip etmek için çaba harcaması ne kadar da güzeldir. Artan enerjisi, zekası ve geliştirdiği empatisiyle hayatını yaşanmaya değer kılar. Başarısızlıkları bile onu asla onursuz yapmaz çünkü kendini değiştirme ve savaşına devam etme gücüne sahiptir. Mutlak zafer zordur ama bu savaşta sık sık yenilmemek ve cesaretini kaybetmemek de bir zaferdir.
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.