Bıkkınlığıma yazıyorum bu geceyi
ağır paslı bir tren ölüsü çöküyor şehrin yayalığına
küçük küçük birikiyoruz kendimize,
Oysa henüz masum olabilmek lazım,
yanlışlık ve yalnızlıklar kadar..
tutamıyorum artık seni damarlarımda,
seni ve bu kenti.
oysa mavi siren seslerinde bir ağıt gibiyim neşesiz,
kömür tozuna yaşlanmış ellerle,
paslı ve bir
Bir sandalyeye, koltuğa veya bir sedire, kendimizi bırakarak, yayılarak yerleşmek de mümkündür, eğreti bir şekilde oturmak da. Benzer şekilde, yaşama bütün varlığımızla, varoluşumuzla yerleşmek de mümkündür, eğreti bir şekilde ucundan ilişmek de.
Sütçü İmam Olayı olarak tarihe geçen ilk kurşun o olayda şöyle sıkılır:
Ermeniler, hamamdan çıkıp evlerine doğru gitmek isteyen kadınları durdurup, tarihi kayıtlara göre; “Burası artık Türklerin değil, Fransız memleketinde peçeli gezilmez” diyerek “peçelerini kaldırıp zorla ilişmek isterler.” Olaylara yakındaki bir kahveden Müslümanlar müdahale
Tutsak Çin kadınları bin türlü kannış(cilve) yapıp Türk erlerini kandırıyorlar. Bizim kızlarımız böyle kannış bilmez. Çin erkekleri nasıl kötü mallarını bize iyi maldır diye sürüp bizi aldatıyorlarsa, Çin kadınları da kendilerini boya ile, kannış ile sürüp Türk erlerine satıyorlar. Erkekler çabuk kanar. Çin kızlarını bir şey sanıyorlar. Elma gibi al yanaklı, ipek gibi kumral saçlı, ışık gibi yeşil ala gözlü, suna boylu Türk kızları dururken sarı benizli, karanlık bakışlı, sıska Çin avratlarına gönül kaptırıyorlar. Evli kadına kötü gözle bakılır mı? Türk töresince evli kadına ilişmek ölümle biter.
"...Nur talebeleri hem idareye, hem asayişe, hem vatan ve milletin saadetine çalışıyoruz. Karşımızdaki dinsiz anarşist ve millet ve vatan düşmanlarıdır. Hükûmet bize ilişmek değil, tam himaye ve yardım etmek elzemdir..."