Turhan Yıldırım ile beraber bir okuma etkinliği yapma kararı aldık.
3 aylık süreçlerle birlikte yılda en az 4 adet beyin yakan ve kastıran, okuru zorlayıcı kitaplar okumayı planlıyoruz. 3 ay içerisinde okunması gereken kitapları
İncelemek gerekir mi bu romanı/kitabı? Halihazırda 538 kişi iyi kötü yapmış zaten bu eylemi. Ne diyeceğim ki hem ben, freudyen bir kitap, sevimli (olmayan) bir aylak ve kadınları (muhtemel). Kıllanmaları, yerine göre seksist, yerine göre tutarlı, ya da sadece beyin parlatan tespitleri. Anarşist bir burjuva, Selim Işık'a hayat veren tutamaklarıyla öncü bir kitap. İç burkucu, zevk verici, bağlayıcı, kum üzerinde uzanan kadınlar ile ağaçtan kaçan erkeklerin (erkeğin) hikayesi. İstanbul hikayesi mi? Şu dönem Ankara'ya daha çok yakışır sanki. Kadınlarla erkeklerin (tek bir erkeğin) farkı. Joyce, Camus, belki daha önce Yeraltı adamı evrim şeması gibi C'den önce. Sonrası yok ama , beraberiz hep. 1959'daki modern insan problemleri 2019'da var oluşumuzu düşündürtüyor. Çan eğrisi aşklar, çeşitli zorunluluklar. Arayış olacak mı hep? Yaşadığımız sürece. Bulabilme şansı? Orası muamma. Alıntılar coşmuş zaten, coşmalı da belki. C niye? B'ye dikkat çekmek için belki, hoş tesadüflere/romantik komediye yoğrulmuş beynimizi dumura uğratmak için mi? 1959 da? Sanmıyorum. “Kara Murat Benim” ya da “Bozkırkurdu Benim” gibi insanların “Aylak Adam Benim” demesine fırsat veriyor besbelli Yusuf Atılgan. İnsanların yalanlarını dinlemek güzel, olmak istediklerini söylüyorlar sonuçta, eli paketli olsalar da. Sözün kısası - zaten kısa oldu istediğim gibi- hala okumayan varsa - sanmıyorum yine- okumalı, rahatlamalı. İyi bayramlar.
Aylak AdamYusuf Atılgan · Can Yayınları · 201959,7bin okunma
Kitap hakkında düşüncelerime geçmeden önce hemen belirteyim ki okuma sürem kitap hakkında olumsuzluğa neden olmasın, o benden kaynaklı bir sorun. :)
Kişisel sebeplerden dolayı elime alıp okuma fırsatı pek bulamadım. Nehir söyleşilerini çok severim, aynı adı gibi akıp gider başladığında. Bu kitap da öyle başladı benim için, yazarın okuduğum ilk
Ahmet Hoca sadeliği, açıklığı sever: Herkesin kolaylıkla anlayabileceği şekilde anlatamıyorsanız bir konuyu, o halde siz de anlamamışsınız demektir. Ahmet Hoca'yı gerçekten anlamak için onun bakış açısına aşina olmak şart. Çünkü Ahmet Hoca'yı herkes anlar ama sözlerinin altındaki anlamı ya da başka manaları ancak hocayı tanıyanlar ya da o bakış açısını tanıyanlar anlayabilir. Dolayısıyla basit gibi görünen cümleleri aslında o kadar da basit değildir. Hocanın kitapları olmasa da etkilendiği ve tavsiye ettiği iki kitabını şimdilik söyleyebilirim: 1) Felsefe Aracılığıyla Düşünme, 2) Beyin.