Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İman namazdan üstündür. Çünkü namaz, beş vakitte farzdır, imansa sürüp giden bir farz. Namaz, bir özürle kılınmayabilir, geciktirilmesi caizdir, burada da imanın namazdan bir üstünlüğü var. Çünkü iman hiç bir özürle bırakılamaz, geri atılamaz. Namazsız imanın faydası vardır, imansız namaz ise fayda vermez, ikiyüzlü münafıkların namazı gibi. Her dinin namazı bir başka çeşittir fakat hiçbir dinin imanı değişmez. Namazın şekilleri, kıblesi, başka şeyleri değişebilir, daha başka farklar da vardır ve dinleyenin zevkine, özleyişine göre meydana çıkar.”
Îman namazdan üstündür. Çünkü namaz, beş vakitte farzdır, imansa sürüp giden bir farz. Namaz, bir özürle kılınmayabilir, geciktirilmesi caizdir, burada da imanın namaza bir üstünlüğü var, çünkü iman hiçbir özürle bırakılamaz, geri atılamaz. Namazsız imanın faydası vardır; imansız namaz fayda vermez; ikiyüzlülerin namazı gibi...
Sayfa 30
Reklam
Kâfir, Müslüman'ın bildiğini bilemez. Fizik bilgi bakımından değil, fizik bilgiyi, yani meselâ İslâm'ın ve imanın şartlarını veya mesela İslâm fıkhını bütün ayrıntılarıyla öğrenebilirler. Biz bunu demiyoruz. Bu tür bilmeyi bilme saydığımız anda, kâfir olarak İslâm hakkında bilgi edinmiş kimsenin de Müslüman'ın bildiğini bilebileceğini kabul etmemiz gerekir. Oysa kâfirin, Müslüman'ın bildiğini bilmediği durumu farklı bir gerçekliği işaret ediyor. Gerçekten bilseydiler, bilebilseydiler kaçınılmaz olarak bu bilginin getireceği sonuçları da kabul ederlerdi, hatta bir anlamda bu sonuçlara katlanırlardı, demek gerekiyor. Oysa durumun böyle olmadığı açık seçik belli. Demek ki bilme, bir şeyi öğrenmekten, onun hakkında malûmat edinmekten daha fazla bir anlam ifade ediyor. Bilme bakımından, Müslüman'ın kâfire üstünlüğü burada odaklaşır. Çünkü kâfirin bildiklerinden, Müslüman'ın bilemeyeceği hiçbir şey yoktur. Fakat Müslüman'ın bildiğini, kâfir hiçbir zaman bilemeyecektir. Meğer ki ahirette çıplak hakikatle yüz yüze gelsin. Müslüman'ın bilmesini kâfirinkinden farklı kılan nedir öyleyse? Bu fark, Müslüman'ın, bildiğine aynı zamanda kalbiyle iştirak etmesi, yani bildiğini yaşaması halidir.
Sayfa 40 - İz YayıncılıkKitabı okudu
İLAHİYATÇI PROF. DR. GÜNER AKÇA, ACABA KUR'AN'DA NELER YOK DEYİP ARAŞTIRMIŞ, BİLELIM İSTEMIŞ VE YAYINLAMIŞ. ÇOK ENTERESAN ve ÇOK EZBER BOZAN DURUMLAR VAR. Ve DEMİŞTİR Kİ ; "TÜRKLER, DİNİNİ KENDİ DİLİYLE YAŞAYAMAYAN TEK MİLLETİR". 1 - Tüm Şefaat sadece Allah'a aittir. Şefaat ya Resullulah, ya Ali, ya Geylani, ya Gavs
Irk ve soy üstünlüğü gibi Allah katında değer ifade etmeyen anlayışların abartılması ve abartıya sessiz kalınması zamanla fitneye neden olabilmektedir. Üstünlüğün takvada olduğu anlayış, imanın gereği olarak bilinmelidir.
EFENDİMİZ (SAV)’İN TEBLİĞ METODU
(Cihadın Önemi) Cenâb-ı Hak, savaşın hangi sebep ve gâye için yapılacağına dâir hükmünü şöyle bildirdi: “Artık fitne kalmayıncaya ve dîn tamâmen Allâh’ın oluncaya kadar onlarla savaşın!..” (Enfâl Suresi 39. Ayet) Âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Peygamberler Sultânı’nın bütün insanlığı ihâta eden engin merhametine rağmen, büyük ve çetin
Reklam
Zemzem;
İşte size Mescid-i Haram ve onun içinde üstünlüğü tartışılmaz Kâbe 'yle Makam-ı İbrahim.... Bunların hepsi birbirini tamamlar ve âdetâ kutsiyette birbiriyle yarışırlar, sakın ola ki bu nimetlerden gafil olmayınız. Düşünün bir kere: Zemzem olmasa idi Hazreti İbrâhim Kâbe ile ilgili ibadetleri yerleştirip kökleştirecekti...
Sayfa 14
Her Müslümanın okuması gereken ilk kitap, Kur’an’dır. Kur’an-ı Kerim, İslam dininin ana kitabıdır. Kur’an-ı Kerim öğrenmek her müminin en mühim meşguliyetidir. Bunun için bir mümin hangi yaşta olursa olsun, Kur’an’ı öğrenmek için büyük bir gayret içine girmelidir. Çünkü Kur’an’ı öğrenmek imanın bir gereğidir. İslamı öğrenmek için Kur’an merkezde
Irkı, rengi, dili, karakteri, tarzı, frekansı, grubu, (vakfı, derneği vb.) ayrı olsa da, Kelime-i şehâdet getiren ve ben Müslümanlardanım diyen herkesle kardeş olmak ve onu sevmek imanın gereğidir. إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ فَأَصْلِحُوا بَيْنَ أَخَوَيْكُمْ وَاتَّقُوا اللَّهَ لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse
İmam Şafii hazretlerine sordular, Ya imam: Temkin üzere olmak mı üstündür yoksa bela ve imtihana sabretmek mi? İmam Şafii şöyle cevap verdi: "Bela ve imtihana uğramadan kimse temkin mertbesine eremez". Belaya uğramadan, zorluk ile imtihan edilmeden olmaz. Çile ve zorluğa düçar olmadan, imtihana tabi tutulmadan, sıkıntı çekmeden cennete girmeyi düşünme bile. Çünkü imtihan'a sabır cennete gidiş biletidir. Kuranı kerimin'de beyanatıyla dünyanın kanununda bela Zorluk sıkıntı ve musibet vardır! Allah'u Teala müminun suresinin 30. ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor: وَإِن كُنَّا لَمُبْتَلِينَ "Doğrusu biz, kullarımızı imtihandan geçirmekteyiz". Yine Mülk suresinin ikinci ayeti kerimesinde şöyle buyuruyor: ٱلَّذِى خَلَقَ ٱلْمَوْتَ وَٱلْحَيَوٰة لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا "O ki, hanginiz amelce daha güzeldir diye sizi imtihân etmek için ölümü ve hayâtı yarattı". Esas olan herkesin sınavı geçmesidir lakin bela sınavdaki başarıyı ve üstünlüğü belirlemek içindir! Bela imanın derecesini ölçmek için vardır. Bu yüzden hakiki mümin odur ki Allah katından ona bela ve musibet geldiğinde önce o belanın Allahtan geldiğini bilir sonra da o belaya sabreder. Böyle yapanın derecesi Allah katında pek üstündür. Rabbim herşeyin ondan geldiğini bilen, bilinçli ve imanlı kullarından eylesin, şu fani dünyada Sınavını hakkıyla veren ve onun razı olacağı şekilde huzuruna gidenlerden eylesin. Amin Fakir Seyyid Muhammed Ruhi
Reklam
(Biri): "Namazdan daha üstün ne olabilir?" diye sordu. Söylediğiniz gibi, namazın canı (ruhu), okunan namazdan daha iyidir. İman namazdan daha iyidir. Çünkü namaz beş vakitte, iman ise her zaman farzdır. Namaz bir mazeretle bozulur ve borç olmaktan düşer, sonra kılmak da mümkündür. İmanın namazdan bir üstünlüğü de onun hiçbir mazeretle düşmeyişi ve sonradan kılmaya müsaade edilmeyişidir. Namazsız imanın faydası olur. Fakat imansız namazın faydası yoktur.
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.