Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İman, inkarla bir şeyleri kabul etmemekle başlıyor. Başka bir deyişle bir insan neyi inkar ettiğini bilmiyorsa, neyi tasdik edip, ona bağlanacağını, ona iman edeceğini bilemez. Lâ (hayır, kabul etmiyorum, inkar ediyorum) demesini bilmeyen; İllallah (sadece Allah'ı kabul ediyorum) diyemez! Kafasında ve gönlünde ilahlaştırdığı onlarca belki yüzlerce değere karşı 'lâ' isyanıyla çıkmasını bilmeyen bir insan, nasıl illa inkılabıyla tevhidi gerçekleştirebilsin? Karşı çıkmasını bilmeyen pısırık ruhlar; hiç bir zaman, ama hiç bir zaman imân'ın hürriyet şerbetinden içemezler.
bir insan neyi inkâr ettiğini bilmiyorsa, neyi tasdik edip, ona bağlanacağını, ona imân edeceğini bilemez. Lâ (hayır, kabul etmiyorum, inkâr ediyorum) demesini bilmeyen; İllâllah (sadece Allah'ı kabul ediyorum) diyemez!..
Sayfa 48 - Beyan Yayınları
Reklam
Eşhedü! Düşündüm, anladım kalbimde kabul ettim ve dilimle söylüyomm ki; lâ ilâhe illâllah! Allah’tan başka kâinat nizamını elinde bulunduran bir başkası, yâni bir ilâh yoktur! İçimde putlaştırdığım makam, ideoloji, ilke, parti, hizip, kadın, erkek, evlât, sanatkâr, sporcu, kulüp, loca, önder, şef ve seks ilâhlarının tamamına “lâ ” deyip inkâr
Sayfa 45 - Beyan Yayınları
Tevhid
.. Bir insan neyi inkar ettiğini bilmiyorsa, neyi tasdik edip ona bağlanacağını, ona iman edeceğini bilemez. "Lâ"(hayır, kabul etmiyorum, inkar ediyorum) demesini bilmeyen; "illallah"(sadece Allah'ı kabul ediyorum) diyemez! Kafasında ve gönlünde ilahlaştırdığı onlarca, belki yüzlerce değere karşı "lâ" isyanıyla çıkmasını bilmeyen bir insan, nasıl "illâ" inkılabıyla tevhidi gerçekleştirebilsin?
Sayfa 48 - BeyanKitabı okudu
II Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor: Girdim ki içeriye,
Görüldüğü gibi imân, inkârla, bir şeyleri kabul etmemekle başlıyor. Başka deyişle, bir insan neyi inkâr ettiğini bilmiyorsa, neyi tasdik edip, ona bağlanacağını, ona imân edeceğini bilemez. Lâ (hayır, kabul etmiyorum, inkâr ediyorum) demesini bilmeyen; illallah (sadece Allah'ı kabul ediyorum) diyemez!.. Kafasında ve gönlünde ilâhlaştırdığı onlarca, belki yüzlerce değere karşı "la" isyanıyla çıkmasını bilmeyen bir insan, nasıl illâ inkılabıyla tevhid'i gerçekleştirebilsin? Karşı çıkmasını bilmeyen pısırık ruhlar; hiç bir zaman, ama hiç bir zaman imân'ın hürriyet şerbetinden içemezler. Köle ruhlardırlar bunlar... (...) Muhammed İkbâl'in deyişiyle, "ortaya koyun "la" ülküsün dirilişini; "illâ" inkılâbının gücüyle sömürü putlarının nasıl yıkıldıklarını görürsünüz!"..
Reklam
Lâ ilâhe illâllah! Bütün ilahlara hayır, sadece Allah'a evet! Sadece O'nun gücüne, kuvvetine,iktidarına evet, O'nun dışındaki tüm ilahlara ve ilahçıklara hayır! Görüldüğü gibi imân,inkârla,bir şeyleri kabul etmemekle başlıyor. Başka deyişle, bir insan neyi inkar ettiğini bilmiyorsa, neyi tasdik edip, ona bağlanacağını, ona iman edeceğini bilemez. Lâ (hayır, kabul etmiyorum, inkar ediyorum) demesini bilmeyen; İllâllah (sadece Allah'ı kabul ediyorum) diyemez!
KOMUTAN HATTAB, ŞEHİD CEVHER DUDAYEV’İ ANLATIYOR Cevher Dudayev ile tanıştım. Şeyh Fethi ile karşılaşmayı arzu ediyordum ki Cevher de oradaydı, üstümde askeri bir kıyafet vardı. Cevher Vedeno'daki eğitimleri duymuştu. Bir keresinde gece vaktinde RPG’lerle manevra yapmıştık. Herkes sağa sola ateş ediyordu bu nedenle halk Vedeno'dan kaçtı ve
Görüldüğü gibi imân, inkârla, bir şeyleri kabul etmemekle başlıyor. Başka deyişle, bir insan neyi inkâr ettiğini bilmiyorsa, neyi tasdik edip, ona bağlanacağını, ona imân edeceğini bilemez. Lâ (ha- yır, kabul etmiyorum, inkâr ediyorum) demesini bilmeyen; İllâllah (sadece Allah'ı kabul ediyorum) diyemez!. Kafasında ve gönlünde ilâhlaştırdığı onlarca, belki yüzlerce değere karşı "la" isyanıyla çıkmasını bilmeyen bir insan, nasıl illâ inkılabıyla tevhid'i gerçekleştirebilsin? Karşı çıkmasını bilmeyen pısırık ruhlar; hiç bir zaman, ama hiç bir zaman imân'ın hürriyet şerbetinden içemezler. Köle ruhlardırlar bunlar.. İstedikleri kadar iri ve adaleli vücutlarda barınsınlar; onlar köledirler. Onların köleleştirilmiş olan dilleri, "hayır!" demeye muktedir değildir artık... Güdülen ve insan vasfını yitirmiş "bel hum adall"lardır onlar.. Ellerinden hakları alınır, ağlamaya bile korkarlar, enselerine binilir, "ben hayvan değilim!" demesini dahi beceremezler. Çünkü onlar, şahsiyetlerini yitirmiş, hayatlan boyunca, "evet", "baş üstüne!", "emredersiniz" demiş; lügâtlarında, "lâ" (hayır!) olmayan zavallılardır. İşte bunun içindir ki, dilinde "lâ"sı olmayanın, "illa" ile gerçekleştirilecek bir inkılabı yoktur. Dünyanın çeşitli yerlerinde ezilen, öldürülen, katliâmlara tabi tutulan mustad'afların haklarını savunmayan veya hiç olmazsa, bu cinâyetleri işleyen emperyalist devletlere karşı içinde nefret duymayanlar ne "lâ", ne de "illâllah" diyebilirler.
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.