Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Medyum - S. KING /Tanrım, eski yaralar hiç kabuk bağlamayacak mı?
"Her büyük otelin bir hayaleti vardır. İnsanlar gelir giderler..." (s. 151)
Bazen öyle hatalar yapar ki insan, hayata tutunmak için bir fazlasını daha yapmaması gerekir... Son bir şansın olur, mutlak değerlendirmen gereken. Ya o şans senin sonun olacaksa? Buna ne kadar "şans" denebilir!
Torrence ailesi...
İşini kaybeden,
128 syf.
·
Puan vermedi
Tarık Tufan'ın yazılarında hep yumuşak birşeyler buluyorum insanlığa dair.Can çekişen yanını gözler önüne sererken; al işte sen de yaşadın bunları,sende hissetin tüm bu duyguları, sen de konusamadıklarının esiri oldun diyor.
Bu eserinde ana karakterin sancılı hayatına, parçalanmış ailesine,yasak aşkına,herşeyden önemlisi kendiyle savaşına tanıklık ediyoruz.Sanki yeterince yüreğimizi daglamamış gibi bu şekilde sonlandırıyor kitabı:Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez...;)
Peki..Zihni bu kadar karışık bir adamın söylediklerini dinlemek bize ne kazandırır diyeceksiniz. Kafasının içinde yaşayan insanlar vardır orda öylece oturmazlar gerçeklikle hayal arasındaki o çizgide savaş verirler olanlara, olacaklara. Durmadan konuşurlar orda sesler hiç kesilmez gelenler hiç bitmez öyleki kocaman bir kaosun ortasında oturacak yer bulamaz hale gelirler. Dış dünyanın tüm değerlendirmesini içsel bir devinimle orda süzerler. Sonra yorulurlar bu hengameden,bırakıp herşeyi kaçma İsteği yapışır yakalarına. Denerler gitmeyi tüm anılarıyla koca şehirleri ezip geçmeyi fakat insan kendinden kaçamıyor sen burda kal bekle diyemiyor. Şemsiyeni unutuyorsun, kalemini, kitabını, ceketini ... fakat kendini bir an olsun unutamıyorsun.
Konuşamıyor anlatamıyorsun o yüzden O'nun gibi sorduklarında hiç birşeyim yok diyorsun ben iyiyimlerin kurtarıcı gücüne inanarak saklanıyorsun herkesten. Parmak uçlarına kadar bıkıyorsun herkesten ama en çok kendinden. Yine başarısızlıklarla sonuçlanmış girişimler yine kaybedilmesi goze alınmış gidişler..:(
Vadideki Zambak Balzac'ın kendi deyimiyle en iyi romanı. Romanda bir aşk hikayesi var ve baş karakter çocukluk travmaları olan ve ailesinden özellikle de annesinden saygı görmemiş Felix.
Felix kendinden yaşça büyük 2 çocuk annesi evli bir kadına aşık oluyor. Henriet'in en öne çıkan özellikleri kendini çocuklarına adamış dindar bir kadın
"Anlatmak istiyorum sadece"
Zihni bu kadar karışık bir adamın söylediklerini dinlemek bize ne kazandırır diyeceksiniz .
Kafasının içinde yaşayan insanlar vardır orda öylece oturmazlar gerçeklikle hayal arasındaki o çizgide savaş verirler olanlara, olacaklara. Durmadan konuşurlar orda sesler hiç kesilmez gelenler hiç bitmez öyleki kocaman bir kaosun ortasında oturacak yer
“Hayvanlar ET denilerek önce dilde öldürülür,” diyor Carol Adams. Sahiden et ne demek? Her gün, (azınlık bir grup dışında) herkesin günde bilmem kaç öğün ve kaç farklı biçimde tabağında bulunan bir şey.. Et.. Ve buna rağmen nasıl üretildiği, önümüze geldiği hakkında düşünmenin marjinal sayıldığı bir şey. Et.. Önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım:
Piçlik ve kuyu istiaresi
Hakan Günday'ın yazdığı Türk yeraltı edebiyatının taşlarından biridir. hayatta bazen insanlar kazanırken kaybederler, kazandıklarını görmezler kaybetmeye mahkumdurlar. durumlarının ne kadar iyi olduğu, eğitimleri veya ailevi yapıları hiç fark etmeyecektir, bazı insanlar hayattan çürük raporlu doğarlar. hakan günday kitabının temelinde bu insanları ve yaşamlarını ele almış.
kinyas ve kayra'da bahsettiği o muhteşem `kuyu istiaresi`ne konu olan adamları anlatmış ya da yaşatmış diyelim. o insanların bencillikleri, vurdumduymazlıkları ve kaybettikçe yaşadıkları o mazoşist zevk kitabın temel taşları. okudukça insan kendinden uzaklaşmıyor kendi "id"lerine geri dönüyor. bir anlamda herkes içindeki "piç" kısmı bastırıyor. özünü buldukça insan kendinden ve yazardan nefret ediyor, o kaleminden ve zehrinden. bizlere yememiz için bıraktığı kusmuklarından uzaklaşmak istiyor. bu kaçışı topluma girerek ve bir yer edinerek sağlıyor ama bilinmeli ki asla kendinden çok kaçamıyor
Tezer abla pert etti beni :)
Bu incelemeyi yazmak için başımın ağrısının geçmesini bekledim. Hayır. Hayır. Hasta değilim, kitap başımı ağrıttı.
Bu kadına Türk edebiyatının "gamlı prensesi" lakabını kim verdiyse ağzına sağlık. Prenses mi bilmem ama gamlı olduğu aşikar. Kendimi kesecektim. Olacaktım ben de Kanlı Nigar.
Tamam ben de düaliteyi kabul etmiş bir insanım.
Kitabın içinden bir alıntıyla başlamak istiyorum “İnsan pek çok şey olabilir, fakat mantıklı asla.”
Öncelikle kitap Oscar Wilde’nin tek roman vs hikaye türündeki eseri olmasına rağmen on binlerce kitaba değer duygular gayet iyi hissettirilmiş, mesajlar gayet açık bir şekilde verilmek istendiği gibi verilmiş. Okuduğum bir paragrafta Willde'ın çıkış noktası olarak, Antik Yunan'da geçen Hadrianus'la genç Antinous'un aşkından ilham alarak kurguladığı bir esermiş ayrıca araştırıp aşk hikayesiyle de harmanlayıp okuyabilirsiniz* her neyse
Kitapta başından kendine hayranlık duyulması sağlanıp daha sonra güzelliğinin geçici olduğunun gerçekliğinden kaçamayan Dorian daha sonra her şeyi yok ettikten sonra bile aslında kendinden kaçamıyor. Yani ne yaparsak yapalım kimse bazı şeyleri bilmese bile asla gerçeklerden benliğimizden kaçamayız, benim çıkardığım bir ders bu bir diğeri ise olursa olsun her şeyin geçici, asla anlık güzellik duygularla kalamayacağımızın yazılı hali. Her ne kadar geçmişte yazılmış olsa bile şu anın gerçekliklerini bile şu an yazılmış gibi yüzümüze bir tokat gibi vuruyor hiç bir şeyin kalıcı olmadığı gerçeğini.
Okudukça düşündüren, düşündürdükçe bazı satırları tekrar tekrar okumaya yönelten bir kitap. Gayet başarılı ve okunmalı. İyi okumalar*
Konusu, kurgusu, akışı muazzamdı.
10 yaş üstü gençlik kitabı olarak geçmesine rağmen ben yetişkinlerin de çok seveceğine inanıyorum.
Öyle ki kendinden parçalar bulmaktan kaçamıyor insan..
Nasıl aktı gitti anlamadım ve etkilendim.
Önerilecekler listesine alındı.
TEZER ÖZLÜ OKUMA ETKİNLİĞİ : #30470541
-Okuyucuya not; bu inceleme Tezer Özlü ile dertleşme niteliğindedir.-
Elimde uzun zamandır bulunan Tezer Özlü kitaplarına bir türlü başlamak cesaretini gösterememiştim. Aklımda, hep beklenen ve kovalanan "uygun zaman" kavramı vardı ki, etkinlik o uzaktaki bekleyişi