Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Allah'tan korkanlar O'nu hakkıyla sevenlerdir, O'nun kendilerini fazlasıyla sevdiğini bilenlerdir... insan sevdiğinden korkar; çünkü o sevgiyi kaybetmek üşütür insanı. İnsan seveninden korkar, çünkü o kadar sevilmişken yüz çevirmek acı verir insana„. Kaybedeceği şeyi olanlar korkar! Sevmediğinden ve seni sevmeyenden yana ne kaybedersin ki?
Reklam
Hz Ömer'in İslam'ı kabul edişi
Manzara ibretli ve içler acısı idi. Bir insan, kız kardeşini Rabbim Allah dediği için nasıl böyle insafsızca dövüp kan revan içinde bırakabilirdi? Kan revan içinde bırakılanın bu haline rağmen davasını haykırmaktan geri durmaması karşısında hangi katı kalp yumuşamaz ve hangi yürek insafa gelmezdi? Ömer şaşırdı birden! Kalbinde dalgalanmalar meydana geldiğini hisseder gibi oldu. Daha fazla ayakta durmadı ve yere oturdu. Derin derin düşündükten sonra, '' hele getirin şu okuduklarınızı; getirin de, Muhammed'e gelen şey ne imiş, göreyim!'' dedi. . . . Hz. Ömer katipti, okuma yazma bilirdi. Eline aldığı sahifeyi başından okumaya başladı: ''Tâhâ! (Ey Resûlüm!) Biz, sana Kur-an'ı eziyet çekesin diye indirmedik. Ancak Allah'tan korkan bir kimseye öğüt için... Arzı ve yüce gökleri yaratandan, yavaş yavaş bir indirişle onu (Kur-an'ı) indirdik.'' (Tâhâ,1-4.) . . . Surenin, "Gerçekten Ben, Allah'ım; Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl!'' (Tâhâ, 14.) ayetini okuyunca haykırdı. "bu ne güzel, ne şerefli, ne haşmetli bir kelâm! Bu kelâmdan daha güzel, daha tatlı bir kelâm olamaz!'' Bu ifadeler, Ömer'in kalbinin hidayet nuruyla sarıldığını, onun aydınlığına kavuştuğunun işaretiydi.
Sayfa 224 - NesilKitabı okuyor
Bahtiyar olmak için bedbaht olmağa ihtiyacı var. Her insan böyledir. Fakat Mefharet gibi galeyanlı tiplerde bu daha açıktır: “Başının belâsını arıyor” der halk. Her insan arar bunu. Farkında değildir. Sanatkârlar hissederler. Fuzulî’yi hatırlayın: “Yani ki çok belâlara kıl müptelâ beni”. Hamid de Makber’in önsözünde “Kederimin artması için sevinmek isterim” der. Aynı şeydir: Sevincinin artması için kedere ihtiyacı var, demektir.
Sayfa 152
"Ey, katresini ummanından ayırıp ayet ayet nüzul ettiren ; ama istikametinden ayırmayan Rabb'im! Ey gül malikim!..yağan her bir yağmur damlası hürmetine ; beni ve üzerimde zerre hakkı bulunan herkesi, dosdoğru yola hidayet et... Bizi rahmetinle kuşat, ferdiyet sırrına mazhar kıl. İçinde ummanı gizleyen katre hürmetine, içimizdeki unvanı buldur bize ki arınalım... "
Unutulmuş tanrı.
"Kabul görmeyi hak ediyordum. Bu kâbuslar diyarından kurtulmayı da. Uyanık oldukları saatlerde beni asla hatırlamıyorlardı. Beni, adımı lanetliyorlardı. Diğerleri için tapınaklar dikilirken, birçok mürit tarafından tapınılırken hem de. Benim sıram ne zaman gelecekti ?" "Sudan geri çekilmemek, o acı verici özlemden, tanrılardan birinin sergilediği o çok insani duygulardan kaçmamak için bütün gücümü harcadım. Kutlanmak istiyordu. Sevilmek istiyordu. Renkli bir dünyada hareket etmek istiyordu. Hissetmek, tatmak, koklamak, görmek istiyordu. Artık insani tecrübenin çok azıyla yetinmek istemiyordu. En çok istediği şey tam anlamıyla ve bütünüyle insan olmaktı; uzandığında kıl payı kaçırdığı bir yerdeydi ve gerekirse bunu zorla almaya hazırdı."
İndigo KitapKitabı okudu
Reklam
Edilebilecek harika bir dua
Hz. Ali (r.a), övüldüğü zaman şöyle demiştir: "Ey Allah'ım! Onların bilmediklerini benim için affet ve söylediklerinden dolayı beni sorumlu tutma! Beni onların zannettiğinden daha hayırlı kıl."
Sayfa 226Kitabı okudu
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Bahtiyar olmak için bedbaht olmaya ihtiyacı var. Her insan böyledir. Fakat Mefharet gibi galeyanlı tiplerde bu daha açıktır: "Başının belasını arıyor," der halk. Her insan arar bunu. Farkında değildir. Sanatkârlar hissederler. Fuzulî'yi hatırlayın: "Yani ki çok belâlara kıl müptela beni." Hamid de Makber'in önsözünde "Kederimin artması için sevinmek isterim," der. Aynı şeydir: Sevincinin artması için kedere ihtiyacı var, demektir.
Sayfa 152 - MefharetKitabı okuyor
"Endişe ile beslenen ruhların üzüntüye ne kadar muhtaç olduklarını bilirdi. Kız kardeşinde bu ihtiyacı her zaman görmüştü. Sinir hekimlerinin sempatikotonik (sempatik sinirin baskın olması hali) deyip çıkıverecekleri feveranlı ruhlarda iç mücadele zevkinin şüphe, korku, hınç, öfke ve kuruntu gibi düşman hisleri kendi dinamizminin gıdalarını aradığını ve bulamayınca, ansızın bomboş kalan ruhun dayanılmaz bir sıkıntı içinde kıvrandığını, şimdi bir kere daha, fakat bu sefer en kuvvetli tecellisi içinde görüyordu. Bu da Samim'in "olmak dramı" adını verdiği dip zıtlığın, varlığın temellerini sarsan büyük ızdıraplarından biriydi. Başını salladı ve mırıldandı: -Bahtiyar olmak için bedbaht olmaya ihtiyacı var. Her insan böyledir. Fakat Mefharet gibi galeyanlı tiplerde bu daha açıktır. "Başının belasını arıyor," der halk.Her insan arar bunu. Farkında değildir. Sanatkârlar hissederler. Fuzulî'yi hatırlayın:" Yani ki çok belalara kil müptela beni." Hamid de Makber"in önsözünde "Kederimin artmasi için sevinmek isterim," der. Aynı şeydir: Sevincinin artması için kedere ihtiyacı var, demektir."
Sayfa 151 - ÖtükenKitabı okuyor
624 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.