Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Daha önce sadece şiirlerini bildiğim Necip Fazıl kendince din mazlumu olanları yazmış. Kendince diyorum çünkü bu konular Abdulhamit Han’dan Bediuzzaman’a kadar gorecelidir. Kimisi bu kişilerden nefret ederken kimilerine göre de din mazlumudurlar.
Evet muhelif kişileri anlatırken tarafsız olduğunu da söylüyor yazar ama benim dikkatimi çeken herkeste tarafsız olmaması örneğin Said Nursi ile görüşmesinde ustadin onun hakkında sadece duyabildiklerinden husnu zanla seni falan yıllık nur talebesi kabul ettim demesini sanki bir muvazenesizlik addedip anlatması hiç hoşuma gitmedi.
Unutmuş mu ne olmuş anlamadım o sırada üstad nezarethanede ve hayatının son yıllarını yaşıyor. Bazı insanlara geçmişlerine bakıp sui zanla yaklaşmasını mı bilememiş üstad acaba? Insan gerçekten unutkan bir varlık. Üstad ve dusturlari benim için kir kaldırmıyor. Net.
Onun dışında dediğim gibi ilk kez bir düz yazı eserini okuyorum. Haliyle bir roman okumak gibi olmadı. Iskilipli Atıf hocadan Tunalı Hilmi yani Süleymanciligi da yazmış.
Bana çok mazlumane bir kitap gibi gelmedi. Ama budur olay. Ne diyoruz? Yazar burada kendi fikirlerini okura aşılamak istemiş ısrarla da tarafsızım demiş. Bilemiyorum. Yoruma açık okunabilir tabii bir kitap.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
•Çatlaklar Hayallerinin Peşinde•
|Kitap Yorumu|
Çayın saati mi olur ?
İngiliz miyim ben ?
•
MEKS tayfasının kurduğu eğlenceli bir o kadar da duygusal güzel dostlukları ile herkese merhaba .
Mehmet ,Emrah,Kardelen,Selinda ‘nın birbirlerine olan sevgilerini,aileleriyle olan ilişkilerini ,hayalleri uğruna verdikleri eğlenceli mücadeleyi bir
Kitabı okumaya başladığımda ben ne okuyorum derken buldum kendimi çünkü hayatımda ilk defa bu kadar argo kelimenin kullanıldığını bir kitap okudum ve yazarın dilini ilk başlarda sevmedim hem bu kadar argo kullanıp hem de şiddet içeriklerini gördükçe sevmemem çok normal diye düşünüyorum. Kitabın bazı kısımlarından ne kadar rahatsız olsam da çok
Stefan’ın karamsar olmayan ender kitaplarından biri de bu herhalde. Normalde ya vicdan azabı ya aşk acısı ya savaşın etkilediği kötü psikoloji okuyorum kitaplarında.
Bu kitabında da temiz bir gencin (genç diye geçiyor ama bence orta yaşlı çünkü 36 yaşında) çalıntı paranın üzerinde yaptığı ağırlıktan rahatsızlık duyup onu insanları mutlu etmek için harcamasını, üst bir sınıfa mensup olmasına rağmen zavallı hissetmesinden dolayı ilgiyi talep ettiğini ve ona ihtiyaç duyulmasına olan isteğini anlatıyor.
Çalıntı paranın, çaldığı kişinin hayatını büyük ölçüde değiştireceğini bile bile haz duydu ama bir o kadar da vicdan azabı çekti. Ne kadar da temiz bir insan olarak kalmıştı o zamana kadar. Ne kadar kibar bir beyefendiydi oysaki. Ama ona rağmen ilgi görmemişti şimdiye kadar..
Çünkü o, kibar bir beyefendi değildi aslında, çalıntı paranın verdiği hazla insanları mutlu etmiş olan kişiydi…
Selam Canlar
Yayınevinden ilk kez bir kitap okuyorum. Açıkçası bu denli seveceğimi düşünmemiştim. Kurgusu tek kelime ile harikaydı. Epey keyif alarak okudum kitabı. Hatta ilk başta ben karakter ismi yanlış mı yazıldı diye kafayı yiyordum meğer karakterimiz çift kişiliği barındırıyormus. Zeliha ve Asya..
Tek beden iki karakter. O kadar zordu ki karkaterin ruh dünyası. Geçmişinde aileden yediği darbeler üstüne zamanla kocasının ilgisizlikleri onu bu hale getirmişti. Nedense ben her kadının içinde bir Zeliha barındırdığını düşündüm kitabı okurken. İlgiye muhtaç, görülmek istenen, içindeki eğlenceli yani ortaya çıkarmak istedikçe bir şekilde hayat şartları denilip bastrılan. Ayrıca kitapta Sedef' e deli oldum. İnsan meraklı olur arkadaş anlarım da kapının eşiğine de tunemez, milletin banyosuna kadar da dinlemezsin be mübarek. Ve ben kitabın sonunu son iki sayfa da tahmin edebildim böyle bir son beklemedim ve şoka uğramak beni cidden mutlu etti. Ama kitabı kesinlikle seveceğinizi düşünüyorum ilgisini çekenlere şimdiden keyifli okumalar.
Merhaba arkadaşlar. Tarih bölümünde okuyanlar belalı Eski Mısır Tarihi dersini bilirler. Herkesin bir sülalesi vardır ve bu sülaleler insanı çıldırtır. Ezberciler bilir. Horemheb gerçekten var olan birisi ve 18. Hanedanın son kralı olup 1319 – 1292 yılları arası hüküm sürmüştür. Hz. Musa ile ilişkisinin değerlendirildiği, bir LANET üzerinden
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek İnceleme
Herkese merhaba ️Bugün Deniz Kıyısında Koşan Ala Kopek kitabının yorumuyla geldim. Kitap favorilerim listesine girmeyi başardı. Çünkü gerçekten benim açımdan çok etkileyiciydi.
Aytmatov okumayı sevdiğim yazarlardan olduğu için bu ay bir kitabını daha bitirmek istedim. Genelde kitapları kısa ve anlatımı yoğun oluyor. Betimlemeleri, duygu
İmkansızın Şarkısı
İçinde "konuşulmazların konuşulduğu" bir roman. Çekiç gibi sert, sel gibi de sürükleyici...
Yan karakterlerin bir bir intihar ettiği romanın başından sonuna dek erotik sahneler hâkim. Haruki Murakami'nin otobiyografisinden de esintiler taşıyan bir ilkgençlik romanı. Dili, diyalogları, kurgusu ustaca. Özellikle de ana karakterin genç kadınlarla olan diyalogları öylesine sarsıcı düzeyde gerçekçiydi ki Murakami'nin çok iyi bir gözlemci olduğu hissi uyandı bende. Romanda bol bol da şarkı ve sanatçı ismi geçiyor. Bunların bir kısmını dinlesem de dinlediğim şarkıların çoğunu -bir iki istisna dışında- ben beğenmedim. Özetle, Murakami ve anlattığı dünya ile kültürel kodlarımız çok farklı olsa da "insan olmanın her halükârda trajedisi" çok iyi anlatılmış.
Net söylemek gerekirse Haruki Murakami bugüne dek beni hiç yanıltmadı. Okuduğum tüm romanlarını belli ölçüde beğendim. Hatta okuma hususunda son yıllarda ne zaman başım dara düşse, yani ne zaman o sıra kitap okuyamaz hâle gelsem açıp Murakami'nin bir romanını okuyorum. Kitaplarının kolay okunurluğu, genellikle ana karakterlerinin çekiciliği, anlatımının akıcılığı ve yazarın düşünce aritmetiğini bir parça kendime yakın bulmam sanırım bunda temel etmen.
Son olarak bir uyarıda bulunayım: "Vay efendim bir romanda bunca cinsellik olur mu? Bu ne böyle vıcık vıcık!" diyecekseniz eğer, bu romanı hiç okumayın çünkü cinsellik anlatımı hususunda cidden de iddialı bir roman.
Hepinize selamlar ve iyi geceler...
"Kitaba düştüm sabahtan akşama kadar okuyorum"der Nazım Hikmet. Okumasında ne yapsın mahpusluk zor. Ama yine de aydınlatır. Asla ümitsizliğe düşmez aşka aşık mavi gözlü dev. Bu kitap ilk okuduğum eseri. İçinde sen, ben, o, binlercesi...
Sonuna kadar nefesimi tutup okuduğum bir kitap oldu.
Yazardan okuduğum ilk eseri ve bayıldım. Evren ve kurgusu mükemmel ötesiydi. Kesinlikle sadece fantastik olarak yansıtmam kitabı. Ne okudum ne okuyorum diyerek sayfaları değiştirdim. Kitabın içerisine girmek çok güzel ve kolaydı. Bu yüzden her bir sayfayı anlayarak özenle okudum asla bitsin
