İnsan ise dünyaya gelişinde her şeyi öğrenmeye muhtaç ve hayat kanunlarına cahil, hattâ yirmi senede tamamen şerait-i hayatı öğrenemiyor. Belki âhir-i ömrüne kadar öğrenmeye muhtaç, hem gayet âciz ve zayıf bir surette dünyaya gönderilip bir iki senede ancak ayağa kalkabiliyor. On beş senede ancak zarar ve menfaati fark eder. Hayat-ı beşeriyenin muavenetiyle ancak menfaatlerini celb ve zararlardan sakınabilir. Demek ki insanın vazife-i fıtriyesi; taallümle tekemmüldür, dua ile ubudiyettir. Yani "Kimin merhametiyle böyle hakîmane idare olunuyorum? Kimin keremiyle böyle müşfikane terbiye olunuyorum? Nasıl birisinin lütuflarıyla böyle nâzeninane besleniyorum ve idare ediliyorum?" bilmektir. Ve binden ancak birisine eli yetişemediği hâcatına dair Kādıyü'l-Hâcat'a lisan-ı acz ve fakr ile yalvarmaktır ve istemek ve dua etmektir. Yani aczin ve fakrın cenahlarıyla makam-ı a'lâ-yı ubudiyete uçmaktır. Demek insan, bu âleme ilim ve dua vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir. Mahiyet ve istidat itibarıyla her şey ilme bağlıdır. Ve bütün ulûm-u hakikiyenin esası ve madeni ve nuru ve ruhu, marifetullahtır ve onun üssü'l-esası da iman-ı billahtır.
Sayfa 81 - Rnk Neşriyat, İstanbul - 2023
"İnsanların neden her gün oturup günde üç öğün yemek yemeye kendini mecbur hissettiklerini merak ederdim. Herkes yemek yerken o kadar ciddi ifadeler takınırdı ki belki de tüm bunlar bir tür ritüeldir diye düşünmeye başladım. Belki de, diye düşündüm, bu da bir tür dua etme biçimiydi; bu kasvetli yemek odasında, hazır ve nazır, gözler yere dönük, günde üç kez, her gün, her zaman aynı saatte, tepsiler tam olarak sıralanmış, istesek de istemesek de yiyecekleri sessizce çiğnemek için toplanma eylemi. Belki de evi dolduran iç içe geçmiş ruhları yatıştırmak için bir ritüeldi. Yemek yemezsek ölürüz düşüncesi benim kulağıma bir tehdit gibi gelmezdi. Yine de bu batıl inanç (şimdi bile onu bu şekliyle düşünmeden edemiyorum) bana hep tuhaf bir korku verirdi. İnsan yemek yemezse ölürdü, o yüzden de çalışırdı. Yemek yemek zorundalardı. Hiçbir şey bana bundan daha akıl ermez, anlaşılmaz veya tehditkâr gelmemişti."
Reklam
ismail kılıçarslan Biraz uzun yazacağım ama bu mesele de sadece uzun konuşulabilir bir mesele. Seneler önce birinde Dücane'ye "nasılsın abi?" dediğimde bana şöyle cevap vermişti: "Nasıl olayım? Türkiye'de felsefe yapan tek insan olmanın sıkıntılarını yaşıyorum." İnanç ve onun görüngüleri çok ilginç meselelerdir.
Çok şükür bu günlere...
Upuzun sandığımız hayat o kadar kısa ki, Hep sevdiklerimiz der dururuz... Hayatın içinde insan haricinde o kadar çok şey var ki sevilecek. Bakmak ve görmek... Mânen değer arayanların huzur bulduğu şeyler. Gökyüzünde oluşan kalbi kaç kişi gördü ki? Fırından aldığım ekmeğin kalpli çıkması peki? Minik bir bebeğe dokunmaya korkarken onun parmağımı tutması? Kahvemin bile küstah bakış atması... İş yerini birbirimize dar ettiğim arkadaşımın sabahın köründe benimle yarış yapması mı? Bugün lütfen sevdiklerinizi değil,egonuzu bir kenara bırakıp sevmediklerinizi arayın inan daha Makbule geçecek.Daha yenilikler daha güzellikler çıkacak ortaya... Bir günlük de olsa kırgınlıkları kenara bırakın. Doğa bile sevgi konusunda bu kadar cömert ise siz ,biz kimiz de cimrilik ediyoruz en çok ihtiyaç duyanlardan esirgiyoruz üstelik... Bosverin hayatı mola verin herşeye, sadece gönül alın bir günlüğüne bile olsa ... Mezarda kimsesi kalmamışlara da dua edin... Tüm telefon rehberimdekilere ayırt etmeden bayram mesajı atacağım... Küçükleri beklemeden , büyükleri ayırmadan... Bana içinizde uzaktan sinir olanlarınız olduğunu da biliyorum.✌️ Tüm kalbimle hepinizin bayramını en kalbi duygularımla kutluyorum ... Boşver bugün bırakın gıcık falan olmayı, yarın kaldığımız yerden devam ederiz🤣🤣 Bugünbayram
Benim için dua et, sevgilim, madem ki yanımda yoksun. Dün hırsımdan bir bardağı kırdım elimde. Ne boktan, isterik bir hal. Niye bu kadar uzaksın? Fakat gelme sakın, zaten gelemezsin, istemiyorum olduğun yerde sittin sene kal
Sayfa 211Kitabı okudu
Bismillahirrâhmânirrâhim
Bugün sizlere üzüldüğüm bir konudan bahsetmek istiyorum. Şunu hepimiz biliyoruz ki müzikler insan için zararlı olan bir durumdur. Hal böyle iken çoğu müslüman ve dini anlamda öne çıkan kardeşlerimiz müzikli hikaye paylaşıyorlar. Niyetim kınamak değil yanlış anlamayın ama müziğin birçok zararı var. Ve en önemli zararlarından biri de rabbimizin zikirinden bizi uzak tutuyor oluşudur. Rica ediyorum lütfen müzik dinliyorsanız dahi onu kendiniz özel olarak paylaşın. Çünkü siz dini bir sayfada paylaştığınız an yeni öğrenen kimseler müziğin zararını öğrenmekten geri duruyorlar. Elbette kusursuz değilim ,değilsiniz değiliz. Fakat o küçük dahi olsa adımları atmadan nasıl koşabiliriz ki? Selam ve dua ile.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.