Gerek ulaşma sürecimde, gerek okuduğum zaman zarfında, kitabı elimde görenlerin sarf ettiği bütün iltifatları sonuna kadar hak eden yegâne kitap. Bir Adem var, bir Adem'den içeri... Oldukça ilginç. Ve bu ilginçlik dilin ustalığıyla sunuluyor, ortaya muhteşem bir lezzet çıkıyor.
Daha önce Güray Süngü'nün yazı atölyesinde bulunmuştum. Tarzı ilgilimi celbetmişti aslında ama ne yalan söyleyeyim böyle bir şey beklemiyordum. Kitabı okurken yaşadığım duygu karmaşası beni bitirdi. Çok bizden, çok benden esprilerine deli gibi güldüm, anlattığı garip durumu yadırgadım, bir sonraki adımda ne olacak diye kocaman bir heyecanla bekledim ve bitirdiğimde ruhum sımsıkı sıkılıp bırakılmış gibiydi.
İnsanın dünyaya geliş süreciydi sanki okuduklarım, insanın kendini bulma, kendi olma süreci. İnsan sadece basit bilgilerden mi ibarettir? Ad, meslek, yaş... İnsanı kendi yapan asıl şey nedir? Anıları, acıları mıdır? Öyleymiş. Karakterin büyük bir çabayla ulaşmaya çalıştığı bilgiler onun için aslında hiçbir şey ifade etmiyor. Edemiyor çünkü su üzerinde kalan bilgiler onun kendisini tanımasına yetmiyor. Ona suyun altındaki şeyler lazım. Suyun altı ise; anıları, acıları, umutları, hayal kırıklıkları ile dolu ve belki de insan bütünüyle suyun altından ibaret...