Osmanlıların, bir muamma ve mucize gibi görülen ilk fetihlerini, küçük toprak aristokrasisi olan bu tımarlı ordu yaptı.Mete'nin, büyük bir askeri felsefenin kurucusu olduğunu zaman ispat etti. Türk ordusu, Mete'nin prensiplerine sadık kaldığı müddetçe yenilmedi, yenilse de hemen toparlanmasını bildi. Mete'nin prensiplerinden uzaklaşınca bozgunlar kendini gösterdi. Askerlik, fedakarlık mesleğidir. Asker, şahsi kaprislerden de feragat edecektir. Kumanda aldığı zaman bunu kayıtsız şartsız uygulamayan insan, asker olamaz. Bu itaatte eşsiz bir güzellik vardır. Hoşuna gitmeyen şey karşısında herkes direnir. Bunu, en seviyesiz insan, hatta hayvan da yapar. Fakat hoşuna gitmesini düşünmeden,zevkini, arzusunu, fikrini büyük bir prensip uğruna feda edebilen insan, en üstün insandır. Disiplin ve itaat, medeni insanın vasfıdır. Tarihimizde, disiplinin bozulduğu zamanların cezasını bozgunlarla ödedik. Son devrimizde ise, disiplinsizlikten başka yeni bir mikropla zehirlendiğimiz oldu: Siyaset! Bunun nasıl bir mikrop olduğunu ve neye mal olabileceğini Balkan Savaşı göstermiştir. Bütün dünyanın, Balkanları birkaç ayda perişan edecek sandığı Türk ordusu, subay kadrosuna giren siyaset mikrobu yüzünden korkunç bir bozguna uğradı.