...
"Bir ulusun içinden bir dâhinin çıkabilmesi
için milyonlarca insanın dünyaya gelmesi gerekli olmuş, gerçek bir tarihsel olayın,
yani yıldızın parladığı anların
oluşması için de milyonlarca saat
beklemek zorunda kalınmıştır."
...
"Tek bir evet, tek bir hayır,
bir anlık erken davranma ya da
bir anlık geç harekete geçme,
bu anı, yüzlerce kuşak da geçse,
asla geri getiremez ve bu yitirilen an,
bireyin ve ulusların yaşamını ve
hatta bütün bir insanlığın yazgısını belirler."
Sayfa 13 - Can Yayınları Minikitap - On Dört Tarihsel Minyatür - ÖnsözKitabı okudu
Bir ulusun içinden bir dâhinin çıkabilmesi için milyonlarca insanın dünyaya gelmesi gerekli olmuş, gerçek bir tarihsel olayın , yani yıldızın parladığı anların oluşması için de milyonlarca saat beklemek zorunda kalınmıştır.
İnsanın yaşamında olduğu gibi tarihte de, kaybolmuş bir anın yakınıp dövünmekle geri getirilebileceği hiç görülmemiştir. Bir tek saatin kaybettirdiği şeyi, bin yıl geri getiremez.
Oturuyorum, bir şeyler yazmaya çabalıyorum. Önce bir resim çizmem lazım, ama her zamanki gibi kafamda. Başka türlü yazamıyorum bu aralar, yazar tıkanması denilen şey herhalde – ya da yazmaya çalışırken bataklığa saplanmak, bilemiyorum.
Neyse bomboş bir kağıt var karşımda. Önce bir yol çizelim, her şey yollarla var çünkü, hayat da bir yol değil
“Başlangıçta eylem vardı!”
.
1540’lı yıllarda Johann Faustus adında bir adamın ruhunu şeytana sattığı ve büyücü olduğu ile ilgili söylentiler varmış. Marlowe bu efsaneden yola çıkarak #drfaustus u yazmış. Goethe ise bu efsaneyi almış bambaşka şekilde yorumlamış ve 60 yılda #faust u yazmış. Bunu söylemek şart :)) Zweig’in İnsanın Yıldızının
Çok yorgunum, ama yine de
beklediğim bir şey var... insanın uykusunun gelmesi ve beklediği güzel bir şeyi
uykuda kaybetmek istemediği için ayık kalmak zorunda olması gibi bir şey...
Çok yorgunum, ama yine de beklediğim bir şey var... İnsanın uykusunun gelmesi ve beklediği güzel bir şeyi uykuda kaybetmek istemediği için ayık kalmak zorunda olması gibi bir şey...
‘Bir ulusun içinden bir dahinin çıkabilmesi için milyonlarca insanın dünyaya gelmesi gerekli olmuş, gerçek bir tarihsel olayın, yani yıldızın parladığı anların oluşması için de milyonlarca saat beklemek zorunda kalınmıştır.’