6-7 Eylül olaylarından Gezi’ye; eylemcisinden teröristine; tinercisinden ayyaşına; kumarhanesinden kerhanesine; dininden, dilinden ve ırkından dolayı ötelenen insanlara; cinayetlere, faili meçhullere..
Kaybolmuş insanlığa ve adalete ithafen!
Bu kitabı eline alıp bırakan birçok insan olmuştur elbet. Sebebi ise kitabın postmodern bir tarzda yazılması. Okuyan kitapkurtları bilir, olaydan çok psikolojik tahliller ön planda. Yazarımız, bireyi ve bireyin iç dünyasını, iç konuşma, psikanaliz, diyalog, hiciv, taklit, parodi, yabancılaştırma gibi postmodern teknikler kullanarak anlatmıştır.
Nerede o eski bayramlar sözünü duyarız hep. Hatta bazen biz de bu sözü dile getiririz.
Sahi nerede o eski bayramlar? Bence hala aynı yerde duruyorlar. sormamız gereken asıl soru "nerede o eski insanlar?" sorusu olmalı. Bayram bir yerlerde, hatta bıraktığımız yerde üzeri tozla örtülü bir şekilde bekliyor bizleri. Evet, eski bizleri. Uzun
Valeria'ya ithafen...
Su adamı romanı bilimkurgu olmanın yanı sıra ileriki yıllarda yapılacak çalışmalara önayak olmasıyla da bir nevi gerçeksi gibi gözüken bir yazım türüdür. Roman kahramanı İhtiandr, balık adam rolüyle aslında okyanuslarda neleri başarabileceğini ve nereleri gözlemleyebileceğini biz insanlığa göstermiş oluyor. Rusların Jules
Dilerdim ki tüm vatandaşlarımız çocuklarını genç yaşta bir işe yerleştirip doğru dürüst bir şeyler öğrenmelerini sağlasınlar, sonra da onlar yabancı ülkelere giderek deneyim kazansınlar. Şimdilerde olduğu gibi hiçbir şey öğrenmeden, annelerinin babalarının dizi dibinde oturup onların parasını yemesinler. Böyle yapsalar yabancı, kendini beğenmiş, iddialı kimselerin önemli mevkilere getirilmesinin ve bu kişilerin yönetiminde çıkacak karışıklıkların önüne geçebilirlerdi. Üstelik ülkemizde daha becerikli kimseler bulunsaydı, o yabancı kişilere görev teslim edilmeyip bu şerefli konuma getirilmemiş olacaklar ve bu yüzden böyle böbürlenemeyeceklerdi.