Etnik çatışmalar genellikle önyargılara (tutumlar ve yargılar) ya da ayırımcılığa (davranışlar) karşı bir tepki olarak ortaya çıkar. Önyargı , varsayılan davranış, değer, yeti ya da özellikleri nedeniyle bir grubu aşağılamaktır. İnsanlar gruplara ilişkin basmakalıp görüşlere sahip olup bunları bireylere uyguladıklarında, önyargılıdırlar. (...)
Ayırımcılık fiilî (yasal olarak onaylanmamakla birlikte uygulanan) olabileceği gibi, hukuksal (yasal) da olabilir. (...)
Tutumsal ve kurumsal ayrımcılık da birbirinden ayırt edilebilir. (...)
Anti-etnik (tutumsal) ayrımcılığın en aşırı biçimi bir grubun mensuplarının kitlesel kıyımla yok edildiği soykırımdır. (...)
Kurumsal ayırımcılık belirli grupların mensuplarına eşit hak ve fırsat tanımayan ya da farklı biçimlerde zarar veren program, siyasa ve kurumsal düzenlemelere gönderme yapmaktadır.
Çevresel ırkçılık (çevre risklerinin orantısız bir biçimde azınlık cemaatleri üzerine yüklenmesi) ayırımcıdır, ama her zaman kasıtlı değildir.
Sayfa 74 - Antropoloji - İnsan Çeşitliliğine Bir Bakış- , Conrad Phillip Kottak, Ütopya Yayınevi, syf 74-76