aynı tünellerden çıkarken yitirdiğimiz düşler
birlikte kamaşan gövdelerimiz
karanlıktan ışığa ürperen ten
başka yolcularını bekliyor şimdi
kara saplanmış tren
ayrıntıların bağışlamadığı nabzımın vuruşları
bir başkası olarak yaşadığın serüvenlerde
tedirgin gövdelere yerleşen
bukalemundan kalan nem
korktum ve kaçtım alabildiğine
kara saplanmış trenlerin yolcusu olmaktan;
uzak durdum
pişmanlığın kovanındaki içe dönük kurşunlardan
mezatlarda dağıttım neyim var neyim yoksa
unutuşla örtüldü
belleğimin eteklerinde sönen yanardağ
her seferinde erteliyordum büyük vazgeçişi bilet değiştirmekle
oysa hiçbir yolculuk taşımıyordu beni hiç bir yere
başka yolcular değildi bekletilen,yolcular başkalaşıyordu
saplanmış trenlerse aynı tünellerde
ilk karı bekliyordu.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
Bana
üzgün olsam keşke
o zaman bu rüyaların bir anlamı olurdu
duygu kırıntılarını takip ediyorum
kendimi avlıyorum tenha sokaklarımda
cüretkar bakışlı kendimi deviriyorum
bir baltayla kesiyorum boğazından her duygunun
işte böyle bir çağdayım
4 yılda bir aynı duyumları yaşıyorum
bu güzel çünkü seneye kalmadan bahar gelecek