(Kim Demiş Efendimiz (sav) Lanet Okumazdı Diye)
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
✔ Ribayı yiyene, yedirene, riba akdini yazana, sadakaya (zekata) mani olana, dövme yapana, dövme yaptırana (hastalık sebebiyle olan hariç) hulle yapana, hulle yaptırana Allah lânet etsin! / İğreti saç takana da, taktırana da, bedene dövme yapana da, yaptırana da Allah
(Hz. Muhammed (sav)’in Emriyle Öldürülen Kişiler)
Muhammed (sav)'in İslam'ı geniş kitlelere ulaştırmasıyla bazı kişiler bunu engellemek için çeşitli faaliyetlerde bulunmaya başladılar. Bazı şairler şiirleriyle Muhammed (sav)'i hicvederken bazıları ise şiirleriyle insanları ona karşı savaşmaya davet etti. Muhammed onlara engel olmak
Her sabah, uykudan önceki günün artık geçip gittiği, önünde taptaze bir başlangıcın uzandığı, tatsız hiçbir şeyin olmayacağı
düşüncesiyle uyanırdık. Geçmişin sıkıntılarını geride bıraktığımız yanılgısıyla. İnsanlar günlük yaşamak üzere dizayn edilmiş yaratıklardı. Dünle bugün arasına bariz bir çizgi çekiyorlardı. Fasılasız bir bilinç insanoğlunun belki de paramparça olmasına yol açabilirdi. CIA’in uykusuzluğu işkence metodu olarak uygulamasına şaşmamalıydı. Yetmiş iki saatlik uykusuzluk, yaşamaya ara verememe durumu, hep görmek, işitmek, hissetmek, düşünmek kişide ölme isteği yaratıyordu.
Farkında olalım ya da olmayalım hepimiz yaşamak için bir anlama muhtacız. Özellikle de acı çektiğimiz zamanlarda. Eğer acımızda bir anlam bulamıyorsak hiç şüphe yok ki o acı daha da katmerleşir. Victor Emil Frankl tam da bu anlam üzerine yazmış "İnsanın Anlam Arayışı" kitabını.
Frankl, bir insanın yaşayabileceği en ağır acıları çekmiş,
“ Sonuçta kim iyi şeylere nail olursa; bundan dolayı Allah Teâlâ'ya hamd etsin, kim de kötü bir sonuçla karşılaşırsa, bundan dolayı sadece kendi nefsini kınasın; suçu kendinde arasın!”, Hadisi Şerifi ile bu konudaki benzer birçok ayeti kerimeyi hakkıyla idrak edebildiği zaman Ademoğlu bu dünyada başına gelenleri ve kendi yapıp ettikleriyle
Seneler önce Güney Amerika'da kölelere uygulanan Mankurtlaşma denilen işkence metodu vardır. Kölelerin kafasına ıslak hayvan derisi geçirilerek, güneşin altında tutulur. Deri kurudukça küçülür ve kafatasını sıkar. Beyin sıkıştıkça küçük kanamalar oluşur. Beyin kabuğu hasar gördüğü için kişinin hafızası silinir. Böylece geçmişleri unutturulan bu insanlar, köleleştirilir ve herkesi öldürebilir hale getirilir.
CIA'in uykusuzluğu işkence metodu olarak uygulamasına şaşmamalıydı. Yetmiş iki saatlik uykusuzluk, yaşamaya ara verememe durumu, hep görmek, işitmek, hissetmek, düşünmek kişide ölme isteği yaratıyordu.