Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kuralları doğru uygulamanın kuralı, meleke sahibi insanların fiilleridir. (5) 5) Kant, "bir kuralı uygulamanın kuralı olmaz" derken, tam da bu ciheti kaçırmaktadır. İslam düşüncesinde nübüvvet ve velayet ile ilgili müzakereler ise hep bu cihetle alakalıdır.
Sayı-1
İmâm-ı Gazzâlî
İmâm-ı Gazalî, İslâm Medeniyetinin, Yunan düşüncesiyle karşılaştığı anda doğan bunalımı atlatması için, İslâm Âlemine bağışlanmış bir ilâhî lütuf, bir düşünce fışkırtısıydı. Bilginler, kaideyi teşkil ediyorlardı, bir ehram oluşturuyorlardı. Bu kaideye oturtulan anıt, ya da ehramın zirvesi idi Hüccet'ül İslâm İmâm-ı Gazalî. İlim kaynaklı
Sayfa 28 - pdfKitabı okudu
Reklam
İmâm-ı Gazali, İslâm Medeniyetinin, Yunan düşüncesiyle karşılaştığı anda doğan bunalımı atlatması için, İslâm Âlemine bağışlanmış bir ilâhî lütuf, bir düşünce fışkırışıydı. Bilginler, kaideyi teşkil ediyorlardı, bir ehram oluşturuyorlardı. Bu kaideye oturtulan anıt, ya da ehramın zirvesi idi Hüccet'ül İslâm İmâm-ı Gazalî. İlim kaynaklı sağlam
Yeryüzünde nübüvvet ışığında başka aydınlatacak bir nur yoktur.
Gazali, aklın hakikate ulaşmada yetersiz kaldığını savunarak manevi rehberliğe ihtiyaç olduğunu belirtir. "Akıl insanların hallerinden bir haldir. Bu hal içinde kendisine manevi bir göz açılır. Onunla his kuvvetlerinin idrakten uzak kaldığı makulat çeşitlerini görür. Bunun gibi nübüvvet de bir haldir ki o hal içinde insanda yine manevi bir göz hasıl olur. Bu gözde bir nur vardır ki o nur ile gaybı ve aklın idrak edemeyeceği şeyleri görür.
Tasavvufun tanımı nübüvvet ile birlikte ortaya çıkar; nübüvveti oradan çeksek tasavvuf tanımsız kalırdı. Bu itibarla tasavvuf dediğimiz şey nübüvvet inancı üzerine kuruludur. Yani nübüvveti işin içinden çektiğimizde, tasavvuf anlamını yitiriyor. Bunu tasavvufun gerçek tanımını yapan Cüneyd-i Bağdâdi söyledi. O tasavvufu “Bizim bu ilmimiz Kur'an-ı Kerim ve sünnet ile sınırlıdır.” diye bir çerçeveye yerleştirdi. Benzer cümleyi tasavvufun öncülerinden Hâris el-Muhâsibi veya Seri es-Sakati söyledi. Cüneyd-i Bağdâdi'den sonra onun talebeleri, en nihayetinde Gazzâli'ye doğru gelen gelenek bu düşünceyi takip etti. Gazzali bu anlayışı sistematik hâle getirerek tasavvufu nübüvvetin ahlâk konularıyla ilgili yönlerini takip eden bir disiplin olarak yorumladı.
Sayfa 96 - Ekrem DemirliKitabı okudu
Reklam
Ayrıca Me'mun'un, Seneviyye'ye mensup bir kişiyle, nübüvvet iddiasında bulunan biriyle ve Hz. İbrahim olduğunu iddia eden başka bir şahısla tartıştığı da rivayet edilmektedir.
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.