Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Cahiliye zannedildiği gibi, İslam'ın zuhurundan önceki devri ifade etmez; aksine onu İslami olana aykırı her şey diye tanımlamak daha doğru olur.
Sayfa 35
Konuyu kapatalım: İslam yeniden ne ise o ol­mak zorundadır: Allah adına haksızlığa, cehalete, hasta­lığa ve pisliğe karşı protesto ve mücadele. İslam' ı sadece kendi siyasal hedefleri için kullanan, diğerleride İslami olan her şeye karşı açıkça savaşan günümüz idarecilerin pratiği sona erdirilmek zorunda. İslam kendi siyasetini tanımlamak zorundadır. O, kendi mücadelecilerini top­lamalı ve sağlam saflarda sıralamak zorundadır.
Sayfa 140
Reklam
Sosyal hareketler, siyasetler ve aktörler toplumsal yaşamda İslam'ın belli bir yorumunun etkinliğini artırma talepleri vasıtasıyla yeniden-İslamileşme sürecinin önünü açtıkları ölçüde İslamcı olarak nitelendirilebilirler. "İslamcı" nitelendirmesinin İslam'a gönderme yapan tüm siyasi faaliyetleri tanımlamak için kullanılması sosyolojik olarak anlamlıdır çünkü analiz birimi olarak İslam'ı değil aktörün İslam'la kurduğu ilişkiyi ön plana çıkarır ve bunu kültüralist bir bakış açısıyla yapmaz.
Sayfa 25 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2014, istanbul
Kendini Müslüman olarak tanımlamak, ne bir dindarlık ne bir ideolojik yönelim ne de İslam'la ilişkili siyasi bir angajman ifadesidir. Bu yüzden ancak kişiler Müslüman olabilirler; toplumsal olaylar, politikalar, örgütler ya da devletler değil... ve Müslümanların gerçekleştirdiği hareketler ya da benimsedikleri siyasi davalar mutlaka dini kimlikleriyle bağlantılı olmak zorunda değildir.
Sayfa 24 - iletişim yayınları, ikinci baskı, 2014, istanbul
Kimlik Inşası
İslami kimlik, kendini İslam'la tanımlamak...Islam'ın hayatta tanımlayıcı unsur olmasıdır...Meşruiyetini değerler üstü değerden alan kimliktir...Bu değerlerden uzaklaştıkça kimlik krizi, kişilik parçalanması ve değer erozyonu başlamıştır...
Sayfa 12 - Çıra YayınlarıKitabı okudu
İslami metinler, kamu malını tanımlamak üzere " Allah'ın malı" terimini kullanmışlardır.
Sayfa 185 - Mana YayınlarıKitabı okudu
Reklam
AKP'nin siyasi kimliği ve Türkiye siyaseti içindeki yeri önemli bir tartışma ve hatta kamplaşma konusu haline gelmiştir. AKP, "milli görüş" hareketi içinden geldiği halde, özellikle 28 Şubat müdahalesinden ders almış ve kendi geleneğini yeni bir küresel-tarihsel bağlamda yeniden yorumlayarak çok farklı bir kimlik ve işlev yüklenmiştir. Bu bağlamda, AKP'yi kendi "şeriatçı" emellerini "takiye" yaparak gizlemeye çalışan "İslamcı" bir güç olarak tanımlamak yanlıştır. Daha çok, AKP kendi islami geleneğini ve kendi tabanının siya si ve iktisadi talep ve eğilimlerini muhafazakar bir neo-liberal küreselleşme programına eklemlemeye ve bu çerçevede kendisini de bir merkez sağ parti olarak konumlandırmaya çalışan bir güç olarak görülmelidir.
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.