Hayata ve ölüme dokunmak,hissetmek,duyumsamak.Biri-yani hayat- her an içinde olduğumuz, fazlasıyla iç içe yaşadığımız ve modern zamanlarla birlikte gittikçe ‘’an’’laşan bir olgu iken; diğeri-yani ölüm-tasvir edilemeyen,tahayyül edildiğinde dahi insanın bir türlü kendisine yakıştıramadığı ve yaklaştırmadığı hakikat.Hangisinin hakkını layıkıyla
Arap dünyasının kızgın ve kendini aşağılanmış hissetmesinin sebebi, Batı’nın uzun yıllara dayanan siyasi tacizidir. İslami terörü kötü diye tanımlamak, kelimenin bu kitapta ele aldığım şekliyle düşünürsek, bu kızgınlığın somutluğunu görmezden gelmek demektir. Bu öfkeyi hafifletecek türden politik eylemler için geç kalmış da olabiliriz. Terörizmin artık ölümcül bir momentumu var. Ama bu kaçırılmış fırsata üzülmekle, düşmanı mantıklı hiçbir eylemle az da olsa değişmeyecek, kafasız hayvanlar olarak görmek arasında bir fark vardır. İkinci görüşün savunucuları, terör şiddetinin sadece daha fazla şiddetle başarılabileceğini düşünürler. Oysa daha fazla şiddet, daha fazla teröre yol açar ve daha fazla sayıda masum insan tehdit altına girer. Terörizmi kötü diye nitelemenin sorunu daha da alevlendirmektir ve bu da, bilmeden yapımsanız bile, lanetlediğiniz barbarlığın ta kendisiyle işbirliği yapmak demektir.
kitabı okumaya başladığımda aha dedim kesin güzel saracak bir kitap. kesinlikle polisiye gibi gözüken cinayetin anlatılıp katilin bulunmaya çalışıldığı kitap gibi gözükse de aslında anlatılan sokağın dünyadaki küçücük yerin bile dünyayla ne kadar bağlantılı olduğunu ve iyiliğin ve kötülüğün insanların en içinde olduğunu gösteren bir eser olduğunu düşünüyorum. eserde çok fazla doğu-batı, islamı eleştirenler ve islam davasında hayatlarını sürdürenler olarak ikiye ayrılmış. ve bu ayrım bana uzun süredir düşündüğüm insanlar gerçekten belirli bir kelimeyle kendilerini tanımlamak zorunda mı diye düşündürücü etkisini kesinlikle arttırdı. batı’yı savunan ya da avrupa’nın medeniyetini öven kişiler (Küçük bey gibi) kötü insanlar mı? ya da mahalledeki olayların cinler çarptı ya da bunu ONLAR yaptı diyenler mi iyi insanlar? bunlardan bir tarafı tutmak zorunda mıyız? diye düşündürdü beni. içinde bulunduğumuz bu süreçte (corona) kendi iç dünyamıza dönüp kendimizi sorguladığımız, yanlışlarımızı doğrularımızı tarttığımız bu zamanda bu kitapta bize güzel bir beyin fırtınası sağlayacağını düşünmekteyim. eser için yazılacak çok fazla imge ve mesajlar var benim için. sosyolojik tahliller, çözümlemeler ve türkiye’nin yapısını anlatan güzel bir eserdi :)
Kitap, kalıtsal aile travmalarının kim olduğumuza etkileri ve sorunların üstesinden gelmenin yollarını çok güzel bir şekilde yaşanmış hayat hikayelerinden yola çıkarak bize anlatıyor.
Kitabı okumadan önce Epigenetiğin hayatımıza bu kadar etki ettiğini bilmiyordum. Yani bu ne demek oluyor ? Bu : Anneniz- Babanız veyahut Atanız (Dede -