Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Son!..
Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa, o memleketin dibi oyulmuş demektir. Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz. Kanun karşısında eşkıya İnce Memed de birdir, Başvekil İsmet Paşa da… ... O gün bugündür, ... s.630
Sayfa 611Kitabı okudu
İsmet Paşa «Biz ne yapabiliriz?» dedi.
Sayfa 61
Reklam
Saat dört buçukta Madam Tadia’ya gittiğim zaman iki kişinin beni beklediğini söylediler. Birisi Ruşen Eşref, diğeri Yusuf Akçura idi. Akçura, tabiî, ihtiyat zabitiydi. İkisi de İsmet Paşa’nın çok üzgün bir vaziyette olduğunu söyledikten sonra, bana da kendisini gidip ziyaret etmemi tavsiye ettiler. Ricatin başlangıcında, Karacabey’de İsmet
«Sulh heyelimize seni baş murahhas olarak göndere­mem. Çünkü kafanla hareket edersin. İsmet Paşa'yı göndereceğim. Çünkü sözümden çıkmaz.»
Sayfa 52
İsmet Paşa, o kritik iki saatin sonunda metni imzalamadan konferansı terk ederken, "Ne oldu" diye soran gazetecilere şu yanıtı vermiştir: "Hiç! Esaret altına girmeyi kabul etmedik." Bu ülke böyle kurulmuştur!
İzzet Paşa’nın o samimî yüzüne bakarken içimden, bize katılmasını bütün kalbimle diliyordum. Onun kuvveti, huzuru ve halk arasında uyandırdığı güven, yüksek ahlâkı her hâlde bize kuvvet verecekti. Fakat, politikadan hiç bahsetmedik. Yalnız konuşurken, bu ümit ve arzumun beyhude olduğunu anladım. Bir iki gün sonra, Ankara Kabinesi onları ziyaret
Reklam
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Biz sofraya oturur oturmaz, kapı açıldı. İçeriye Kafkasyalı bir grup girdi. Çok parlak kostümleri vardı. Kurşunları göğüslerinde, geniş omuzlu, ince bellerinden hançerler sarkan, uzun, siyah çizmeli bir gruptu. İnsan, onların hemen dans etmeye başlayacaklarını bekliyordu. Fakat, onlar dönüp insana bakmıyorlardı bile. Evet, bu fevkalâde yapılı
Kuzey cephesinde bulunan Refet Paşa, İkinci İnönü Savaşı’ndan sonra Batı cephesinde İsmet Paşa’ya iltihak etmişti. Refet Paşa daima birleşmeye taraftar, hiçbir şahsî ihtirası olmayan bir adamdı. Bundan sonra, Millî Müdafaa Vekili oldu. Ordu şimdi gruplara ayrılmıştı. Her grup üç fırkalıydı ve İsmet Paşa da hepsinin başında kumandandı. Türk ordusunun bu çetin savaş günlerinde, köylerde çok yardıma ihtiyacı vardı. Bu yardımı da sade Ankara’da bulunan Hilâl-i Ahmer’den görebiliyordu. Bunu Ankara kadınları hazırlamışlardı. Ankara kadınları beni bu işin başına geçirmek istedilerse de, ben sade bir aza olmakla yetindim. Çünkü hâlâ sıtma nöbetleri geçirmekteydim. Bu aralık, İstanbul ile Ankara kadınları arasındaki farkı da görüyordum. Ankara’daki İstanbul kadınları, umumiyetle, memur ya da mebus karısı idiler, iyi tahsil görmüş, modern ve her işe atılmaya hazır kimselerdi. Ankara kadınları İstanbullulardan uzak duruyorlardı. Anadolu kadınlarının çekingenliği belki tahsilleri olmadığından ileri geliyordu. İstanbul kadınları ise, şuuraltı bir yükseklik duygusu taşıyorlardı. Bunlardan bir tanesi bir istisnaydı. Kendisi Cemal Bey adında bir adamın karısıymış. Güzel, alçakgönüllü bir kadındı, herkesin yardımına koşardı. Kendisi duldu. Ankara’da yerleşmişti. Bütün Ankara kadınlarının sevdiği diğer bir kadın da Miralay Nuri Bey’in karısıydı. O, Hilâl-i Ahmer’in başındaydı.
11 Ocak’ta İnönü Savaşı’nı Türkler kazanmıştı. Yunan ordusu ilk defa kuvvetli bir mukavemetle karşılaşmış ve yenilmişti. İnönü’deki ilk savaş, nizamî ordunun birinci galibiyetiydi. Miralay İsmet bunun başında bulunuyordu. O ve Miralay Refet Bey, bundan sonra Paşa oldular. Ankara’daki sevinç sonsuzdu. İzzet Paşa da, ilk defa Karargâh’a gelerek bu umumî sevince katıldı.
Reklam
Eşini mesut edebilecek herkes evlenmelidir. Çoluk çocuk sahibi olmalıdır. Bana bakmayınız. Bu meselede örnek İsmet Paşa'dır. Benim hayatım başka türlü düzenlenmiştir. Buna rağmen tecrübesini yaptım. Sonradan anladım ki, bu iş benim başarabileceğim iş değilmiş
Sayfa 195Kitabı okudu
2.İnönü Zaferi
Zulüm ve zorbalık dünyasının en acımasız saldırılarına karşı yalnız ve şaşkın kalan ulusumuzun maddi ve manevi bütün yetenek ve güçlerini ruhundaki ateşle toplayan ve harekete getiren Büyük Millet Meclisi’nin başkanı Mustafa Kemal Paşa! Batı Cephesi Komutanı İsmet
Daha rütbelilerden bir münasibi bulunmazsa, İsmet be­yin Nezaretini de memnuniyetle telâkki ederiz. İzzet Paşa Hazretlerinin hükümeti yolunda, ciddiyetle, kemâl-i kat'iyetle çalışılmasını rica ederiz. Bütün Kolordu Kuman­danları durumu heyecan ile tâkip ediyorlar. Ve Harbiye Nâzırının çekilmesini milletin istiklâlini ihlâl eden ve şid­detle karşı konması gereken bir mahiyette telâkki etmişler­dir. Cevabmızı bekleriz." Ben bunlara, 24 Ocak günü şu cevabı verdim:
·
Puan vermedi
Bir Yabancının Gözünden Türkler
TÜRKLERLE OMUZ OMUZA:HANS GUHR 1914-1918 yılları arasındaki büyük savaş, aslında Osmanlı devletinin paylaşımı savaşıydı. Osmanlı yöneticilerinin yani İttihatçıların çok fazla seçenekleri yoktu. Tek seçenek Almanya ile birlik olmaktı. Çünkü İngiltere Osmanlı'nın yaptığı ittifak önerisini kabul etmemişti. Almanya, son anda 400 kadar krallık,
Türklerle Omuz Omuza
Türklerle Omuz OmuzaHans Guhr · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201648 okunma
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.