Harita
Önümde bitmek bilmeyen kareler. Telefon üç adım sonra sağa dönmeniz lazım diyor. O bile farkında değil tek başıma olduğumun. İspanya diyorum, orada olsaydım belki. Ya da Brezilya, aşığım Foucault Sarkacından beri. Sadece kareler var oysa. Bir de piyano sesi öteki odadan gelen. Yorganı çekiyorum yüzüme doğru. Önüme bakıyorum , bir adım daha ileri.
İşte kitap okumak böyle bir şey...
Yağmurlu bir İstanbul'a dönüş yaptım:( Otobüsteyim, cama yağmur damlaları çarpıyor ve ben Kafka'nın Milena'ya olan aşkını düşünüyorum.Beynimde hep şu cümlesi var; "Yanımda yürüyordun Milena! Düşünsene yanımda yürümüştün!"
Reklam
Gün-ce
------------------- Mıknatıs ne yapsan sırra kadem basan komşularımla tuhaf geçen haftanın kelimelerini topluyor. Deniz hâlâ yalpa vurarak salınan sakinliğini koruyor. Kimse birdenbire azgın dalgalarla taşarak üstlerine gelmesinden korkmuyor. Yer titremiyor, kasırga çatıları uçurup, ağaçları yerinden sökmüyor. İstanbul, sakin ve huzurlu bir halde
Din samimiyettir. Din samimiyettir diye buyurdu Allah Resulü. Kime veya neye karşı samimi olmak diye sordu ashab-ı ikram. Allah'a, kitabına, peygamberine ve bütün iman ehline diye cevap verdi Allah'ın elçisi. Peki neydi samimiyet? Sırdı bilinmek isteyen Rabb'inin sakladığı. Dünya telaşında koşturan insanın gönlünde yeşermeyi
Sana hasret tüm günler
Göznurum İstanbul da yağmur var İstanbul da sen varsın İstanbul hüzün var Senden ayrı bir can var Sen yanağına düşen Her yağmur tanesini Gözlerimden dökülen Aşk damlası say Onlar kadar berrak ve temiz bil sevgimi Ve o damlaları kıskandığı mı da unutma Sana dokunmaları ne güzel baht bilseler
Bugün İstanbul semalarını hüzün kaplamış. Dök ki damlaları görünsün okyanus...
Reklam
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.