Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir yağmur zamanıydı Meydanlar, kervansaraylar kimsesizcik gibi sessiz Limandaki martıların havada süzülüşleri Bir durgun yaprak kadar hüsranlı Yorgun kaldırımlar ve kamburlar Yer yer esen poyraz İstanbul kalabalığını yansıtır Dar sokaklar arasında kırılmış umutlar Yarım kalmış tebessümleri Sûkunenin kasvetli havasını yansıtır İnsanların üzüntü inci tanelerin Yer yüzünde ki umutsuz yağmur damlaları gibi Birer birer, tane tane kırılan cam parçacıkları Herkesin içindeki tutkusuzluk kargaşa Âdeta mukaatı olmayan hayal gibi Düşünüyorum Hayat insanları , insalar ise hayatı yoksun bırakmış
Sen hiç yağmuru teninde hissederek damlalarını, göz yaşlarını sevgi ile besleyerek yağmuru yüreğindeki sevgi bulutlarından yağmur bekledin mi? sevebildin mi? mavinin içinde beyaza çalan damlaları sen hiç taaaa İstanbul'un gecelerinde düş kura bildin mi? soğuk Adana yağmurları ile selam gönderdin mi sevdiğine ve ben yüreğimi yıkadım saf damlalarla kucak açıp yağmura düşledim hep hayalini kurarak bir resmini bile görmediğim sevdiğime selam selam olsun da gitsin dedim sisli bulutlarla sevgimi yolladım, yüreğimi yolladım açar mı ?bilmem bahar da sevgi tohumları bereket olup da yağmur damlalarıyla gelir mi?bilemem taaaa İstanbul'dan bir sevgi damlaları.
Reklam
BENİM GÖNLÜMDEN
Sen hiç yağmuru teninde hissederek damlalarını göz yaşlarını sevgi ile besleyerek yağmuru yüreğindeki sevgi bulutlarından yağmur bekledin mi sevebildin mi mavinin içinde beyaza çalan damlaları sen hiç taaaa istanbul'un gecelerinde düş kura bildin mi soğuk adana yağmurları ile selam gönderdin mi arkadaşına ve ben yüreğimi yıkadım saf damlalarla kucak açıp yağmura düşledim hep hayalini kurarak bir resmini bile görmediğim arkadaşıma selam selam olsun da gitsin dedim sisli bulutlarla sevgimi yolladım yüregimi yolladım açarmı bilmem bahar da sevgi tohumları bereket olupta yagmur damlalarıyla gelirmi bilemem taaaa istanbuldan bir sevgi damlaları Şimdi bu geldi aklıma sevgi ile saglıkla kal arkadaşım ailen ve sevdiklerinle mutlu ve huzurlu zaman senin olsun ALLAH a emanet kal
bari portakalımı yesem
Bu toprakların tarihi içerisinde XX. yüzyılın ilk çeyreği kadar trajik bir devir gösterilebilir mi bilemem. Varoluş kaygısının tek kelimeyle kaderimiz haline dönüştüğü yıllardır bu yıllar. Büyük destanların yazıldığı yıllar, bir milletin ödeyebileceği en büyük bedellerin ödendiği yıllar, çekilebilecek acıların en yükseğinin çekildiği yıllar;
Sayfa 71 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / * Paris'ten Tih Sahrasına, s. 141-143, Ankara, 1949Kitabı okudu
Bizler
Biz bir elbiseyi dört yıl, beş yıl, altı yıl giyeriz. Elbisemiz üstümüzde eskir. Eskiyle gezer, ona alışırız, çıkartmak da istemeyiz. Ta ki evlerimizden kadınlarımız, kızlarımız şikâyet edip, sabah akşam "Komşularımızdan, eşimizden dostumuzdan utanıyoruz!" diye diye başımızı ağrıtana kadar. Bizden çoğunun elbisesi üstüne göre biçilmiş
Reklam
Eski Bir İstanbul Masalı
"Artan rüzgarla savrularak camlara vuran yağmur damlaları,âdeta kendilerini içmek istercesine pencere pervazını bir öpüp bir bırakan çamın iğneleriyle bütünleşirken her bir dal,akseden alev dalgalarıyla şekilleniyordu.Yaşlı kadın,gözlerini alıştırdığı bu su,dal,ses ve ateş oyunları içinde cama yansıyan kendi aksini artık gayet net seçebiliyordu.Sanki bir engin ormanın içinde yapayalnız karşısında duruyordu kendisi.Duruyor ve kendisini seyrediyordu.Görmekte olduğu,hayatının ta kendi gerçeğiydi işte.Onca kalabalıktan,onca sevgiden,bir koca aileden geriye kalan,işte karşısında yansıyordu.Onca sevgi sesi,aşk sözcükleri,çocuk kahkahalarından geriye kalan,işte şu an duyduğu yağmur,rüzgar ve dalların sesleriydi.Bir de sobadan gelen çıtırtılar.Alevler,sanki geçmişinde kalan bütün diğer sesleri ve görüntüleri birer birer yakalayıp eritiyordu.Nasıl böylesine yapayalnız ve nasıl bu kadar sesiz kalmıştı hayatı?"
Sayfa 178Kitabı okudu
Harita
Önümde bitmek bilmeyen kareler. Telefon üç adım sonra sağa dönmeniz lazım diyor. O bile farkında değil tek başıma olduğumun. İspanya diyorum, orada olsaydım belki. Ya da Brezilya, aşığım Foucault Sarkacından beri. Sadece kareler var oysa. Bir de piyano sesi öteki odadan gelen. Yorganı çekiyorum yüzüme doğru. Önüme bakıyorum , bir adım daha ileri.
172 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
sisler bulvarı’ndan geçmediğim gün/sisler bulvarı öksüz ben öksüzüm
“anamdan yolcu doğmuşum yedi dağın yolları kalbimden geçer salkım salkım mısralar gelir içimden dudaklarımda yağmur damlaları alır beni yollar beni alır gider” [1] Kimindir bu dizeler? “gökyüzü kaldırımlar sen ve paris şehri/sen ve paris şehri sevgilim”[2] diyerek biraz Paris’ten, “akdeniz’i unutmadım” deyip bir parça kıyı kentlerin kıyı
Sisler Bulvarı
Sisler BulvarıAttila İlhan · İş Bankası Kültür Yayınları · 20194,113 okunma
Gün-ce
------------------- Mıknatıs ne yapsan sırra kadem basan komşularımla tuhaf geçen haftanın kelimelerini topluyor. Deniz hâlâ yalpa vurarak salınan sakinliğini koruyor. Kimse birdenbire azgın dalgalarla taşarak üstlerine gelmesinden korkmuyor. Yer titremiyor, kasırga çatıları uçurup, ağaçları yerinden sökmüyor. İstanbul, sakin ve huzurlu bir halde
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.