435 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Selam. İyi bayramlar herkese. Bu ay okuduğum kitaplardan bir başkası da Maksim Gorki'nin Ekmeğimi Kazanırken'i oldu. Üçleme'nin ikinci otobiyografik kitabı yine çok akıcı ve güzeldi. Aleksey, pek çok işe girer çıkar. Bu sayede yeni tanıştığı insanları gözlemleme fırsatını da bulur. Dedesi her geçen gün daha huysuz ve çekilmez
Ekmeğimi Kazanırken
Ekmeğimi KazanırkenMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20186,8bin okunma
358 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Herkes kitap dünyasının en iyi kadın karakteri karşısında eğilsin: Sloane. İlk kitapta yan karakter olmasına rağmen yıldız ışığı parlıyordu ama bu kitapta tam olarak "main character energy"yi arşa çıkardı. Zekası, güzelliği, korkusuzluğu, özgüveniyle göz kamaştıran kızımız onu tanıyan her erkeğin başını döndürüyor ama en büyük başarısı dünyanın en huysuz ve tehlikeli mafya babasını kendine aşık etmesi. Declan ile aralarındaki çekime kapılmamak imkansız. İşte ilk kitapta eksik olan şey buydu ya: karakterlerin iletişim kurarak, birbirlerinin en olmaz anlarda sınırlarını test ederek aralarındaki bağı ve çekimi güçlendirmesi. Ben bunu seviyorum. İlk kitapta Kage'in Natalie'yi görür görmez delice aşık olması ve sen benim için yaratılmışsın, senin için dünyayı yakacağım tavırları benim için bir eksiydi. Aralarındaki şey tamamen fiziksel bir çekim gibiydi, aşk, ruhsal bir bağ göremedim. Evet, bence tehlikeli ve ateşli bir mafya babasıyla tanışıp hayatının değişmesi olasılığı bile birini ilk gördüğün anda senin için yaratıldığını anlamak olasılığından fazla. Aynen öyle. İlk görüşte aşk karşıtıyım, zaten aşk değil o, aşk olsa duramazsınız olsa olsa arzudur. Neyse, demek istediğim ilk kitaptan daha iyi bir ikili dinamiği vardı. Sloane zekice cevapları ve sarsılmaz karakteriyle Declan'ın olduğu kadar benim de aklımı başımdan aldı. Zevkten gözümün döndüğü yerler, gülmekten kendimi alamadığım anlar çok fazlaydı. Tüm kurgu kadınlarının kraliçesi unvanını şimdilik sana veriyorum Sloane.
Carnal Urges
Carnal UrgesJ.T. Geissinger · 011 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Yıllar sonra bir kez daha neden "Huzursuzluğun Kitabı"nı okuma isteği duydum. Şarap gibi yıllanan, akarsu gibi akıp yerini bulan, duygulara tercüman olan, hayata anlam katan kitapların hakkını vermek lazım. İş çıkışı tıkış tıkış metroda kendime bir boşluk ararken, bir köşeye kıvrılmış Huzursuzluğun Kitabı'nı okuyan çocuğu görünce
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 201710,7bin okunma
264 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın Grenoulle'i anlatırken insan değil de bazen insanımsı bir şey bazen bir hayvanmış gibi söz etmesi boşuna değil. Grenoulle ağzı eli kulağı ile bir insandı elbette, ama içinde "insani" duyguların birçoğu yoktu. Mutlu olmak, bir şey için üzülmek, acımak, merhamet duymak, en önemlisi de sevmek ve sevilmek. Repertuarında bu duygular olmayan insan, ancak insanımsı bir şey olabilirdi evet. Yoktu bu duyguları çünkü hiç deneyimlememişti, hiç o daha bir bebek, bir çocukken bağ kurmamıştı kimse onunla. Ölmeyecek kadar bakılmıştı o kadar. Yine de o insan tarafı ile bir şeylere tutku duyup peşinden gidiyordu, hiçbir duyusu gelişmemişti, öylece nesnelerden bile yayılabilen kokudan başka, onu hayatta tutabilen bu duyusuydu, öldüren de. Yine bu insansı yan ile toplum içinde yaşaması gerekiyordu. Ancak toplum onu görmüyordu. Grenoulle nefret ediyordu onlardan, insan kokusu olmayan yerler ne rahatlatıcıydı onun için. Ta ki o da insan gibi kokmayı başarıp insanlar hatta hayvanlar tarafından görünür oluncaya dek. İşte o zaman hiç rahatsız olmadan gezinebildi insanların arasında. Ama bu insan kokusu, onun kokusu değildi. O öyle bir yaratıktı ki dışarıya kokusunu vermiyordu. Grenoulle belki yine mağarasına döner ölene kadar orada yaşardı, ama kokusuzluğu ona huzur vermiyordu. Bir insan nasıl koku vermezdi? Her bir şeyi koku hafızasında tutan bu dahi nasıl kendi kokusunu bilmezdi? Sahi yazar bununla ne kast etmişti? Grenoulle, kokmayan, kendi kokusunu bulmaya çalışan, yarattığı "başka" kokularla her istediğini yapabilecek kudrete sahip de olsa, kendi kokusu olmadığından en sonunda parçalanarak dünyadan yok olmayı seçen bir anti kahraman.
Koku
KokuPatrick Süskind · Can Yayınları · 201922,1bin okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
Derleme olduğunu bilmeden aldım. Ne yalan söyleyim kapaktaki pop art deniyor sanırım o tarz dikkatimi çekti. Çekmeseydi de kapağın üstünde kocaman şekilde yazan "Derleyen" yazısını görebilseydim belki bu güzel düşünceleri içeren alıntıları okuyamayacak, yazarı daha az tanımış olacaktım. Wilde okumayı ve kapağı sevdiğim için biraz yanlış
Aforizmalar
AforizmalarOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023392 okunma
124 syf.
·
Puan vermedi
anlamsizligin siradanligi
karınca ile tosba'nin hikâyesi bu. komsuydular bir zamanlar. gel zamanlar git zamanlar, her şeyi yutar-kusar zamanlar. bunlar göl başına hep beraber gitmeye ve oradan da hep beraber dönmeye başlamış. baska komsular baska gole gidenler varmis elbette de ne bileyim işte. bazen bir şeyleri kendine daha yakin bulmanın verdiği guven ile karınca ve tosba öylece git-gel derken bir sabah... gerçekten de bir sabah, tosba göle gitmiş, sonra evine donmus. ertesi gün tosba gole gitmis, sonra evine donmus. sonraki gün tosba gole gitmis, evine dönmüş. daha sonra tosba gole gitmis, golden eve donmus. öyle ki birazdan siz de yok sayarsınız karıncanın bir zamanlar var olduğunu ve göle gittigini ve eve döndüğünü.
Yani Rüzgar Her Şeyi Alıp Götürmeyecek
Yani Rüzgar Her Şeyi Alıp GötürmeyecekRichard Brautigan · Altıkırkbeş Yayınları · 1998464 okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.