Yorgun insan, içinde yaşadığımız çağa özgü aslında ve ona dair olanlar da bu çağa ait. Peki bu yorgun insan nasıl ortaya çıktı? Yazarımız, Foucault’un bahsettiği Disiplin Toplumu’nun yerini artık bir Performans Toplumu’na bıraktığını ifade ediyor. Foucault’a göre belirlediği normlar üzerinden itaatkâr bedenler yaratan disiplin mekanizması; gözetim, teşhis ve değiştirme, dönüştürme olasılıkları alanına ait olan bir dizi polisiye, tıbbi, psikolojik, mekansal, askeri teknikler* ile bireyi kendine tâbi kılar. Disiplin mekanizmasının yerini bir performans mekanizmasının alması ise bireyde fizikî ve ruhsal manada bir çöküş yaratıyor böylece. Neyi ne kadar yaparsan karşılığını ‘performansın’ belirliyor çünkü. Ne yazık ki ahlakî normların göz ardı edilebildiği bu yeni sistemde birey her şeyi yap-a-bilir. ‘Sen yap-a-bilirsin çünkü yapmalısın!’ İyi ama neden? Ben bu işte neden çalışmalıyım? Binlerce insanın kendisine her gün şu soruyu sorduğuna eminim: ‘Benim burada ne işim var?’