Nana
Fontan cevap yerine kadına tokat attı. Nana itiraz etmeye devam edince üzerine atlayıp yumrukla dövmeye başladı. Nana ağlayarak soyundu ve yatağa girdi. Adam yatağa girince hıçkırarak onun göğsüne yaslandı. Kavgalar hep böyle biterdi. Fontan'ı kaybetmekten çok korkuyordu. Adam da böyle sevilip okşanırken kendi gücüne olan güveni artıyor, bu kadar zahmete girmesinin karşılığını alıyordu.
Sayfa 196 - EMA KLASİKKitabı okudu
İtiraz ediyorum, tarihi iyimserler yazar.
Kimileri hayat zaten trajik diyeceklerdir, doğuyor ve ölüyoruz. Arada olan biten kısa ve zalimce, bakın insanlık tarihine diyeceklerdir. İtiraz ediyorum, tarihi iyimserler yazar.
Reklam
Bırakalım ikisini ölüm ayırsın da sonra geride kalan yeise gömülünce: neyin yardımı olur! Zamansal yardım daha da acınası tür bir yeistir; ama o vakit ebediyet yardım eder. "Seveceksin" derken, bununla "sevgin ebedi geçerliliğe sahip" der; fakat bunu teselli diye söylemez, zira bunun bir yardımı olmazdı, bunu buyururcasına
Sayfa 54
"...Fakat, çoğunluğu ihtiyarlarla kadınlardan ve çocuklardan ibaret olan beş yüz bin kadar Müslümanın yürek parçalayacak, hayvanca bir tarzda öldürülmeleri ile neticelenen Yunan, Sırp ve Bulgar zulumleri, Türklerin aleyhine olunca insanlıklarını her vesileden istifade ile ileri sürme alışkanlığındaki Avrupa büyük devletleri tarafından hiçbir itiraza hedef olmadı."
Sayfa 89 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Türk halkının torpil sevdası.
Türkiye'nin en büyük özelliklerinden biri şudur: İnsanlar hiçbir imtihanın kurallarına riayet etmezler. Örneğin bir memuriyet imtihanına girerler, ânında torpil arayışına başlarlar. Araya milletvekilleri, bürokratlar konur. 1970'lerde, biz bir sınav komisyonundayken önümüze isimler getirip "Parti bunları istiyor," dediler; tabii itiraz ettik ve neticede kendi bildiğimizi yaptık. Seçimlerimizi yaptıktan sonra da merak ettik; "Kimmiş şu isimler?" diye açıp baktık. Gördük ki içlerinden kimisi zaten sınavı kazanmış. Bakınız; sınavı kazanacak olan da torpil arıyor, kazanamayacak olan da. Anadolu'da âdettir bu. Maalesef Türk halkı hak etmediği şeyleri de isteyen bir toplumdur. İnsanların bu ortamda çok kötü yollara başvurabildiği zamanlar olur. Torpil yapar, rüşvet verir. Sonuç aldığında da "Bu günah değil, bundan bir şey olmaz," diye vicdanını rahatlatma yoluna gider; "Bu nasiptir," der. Bütün bu gruplaşmaların, bir yerlere gelme hevesiyle partilerin, tarikatların içine doluşmaların, birtakım başka yollara tevessül etmelerin temeli budur. Fetö'cülük de bu yüzden çok tutunmuştur.
Sayfa 172Kitabı okudu
Kısa bir süre sonra kaybettim babamı... İçim yandı... Yıllarca itiraz cümlem olan kelimeleri asıl şimdi söylemeliydim... “Ah babam! Ne alakası var Allah aşkına... Ne biliyorum ki ben? Asıl şimdi ihtiyacım var söyleyeceklerine...”
Reklam
1.000 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.