304 syf.
·
Puan vermedi
İslâm'ın yüce ahlâkı ile huzur ve sükûn içinde yaşarken, ne zaman ki Batı'nın Müslümanları çektiği sele kaptırdık kendimizi, dînî ve millî değerlerimizden vazgeçtik, işte o zaman o sükûn, sekteye uğradı. Nesillerimiz de bundan nasibini aldı, ve aynı selde telef olduk.
Peki hâlâ bir ümit var mı? Geri dönebilir miyiz kendi köklerimize? Neredeydik, ne hâllere düştük; yine aynı izzeti geri kazanabilir miyiz? Paramızla, malımızla, mülkümüzle Müslüman ahlâkı çizgisinde kalmayı başarabilir miyiz?
Bu gibi soruların yanıtı olabilecek mahiyette kıymetli bir eser. Kuklabazların kuklası olmaktan çıkıp, İslâm nizamı ile donanmak bizlerin mücadelesine bağlıdır kuşkusuz. Kitabı okurken kendinizi bu mücadelenin bir parçası, hatta başrolü gibi hissetmeye çalışmanız, daha da yüreklendirici olacağı kanaatindeyim.
Şairin dediği gibi;
"Ben yanmasam,
sen yanmasan,
biz yanmasak;
nasıl çıkar
karanlıklar aydınlığa?"
Nazım Hikmet Ran
İttihad-ı İslâm'ın önemine, iktisada, kapitalizme, teknolojinin gelişimine ve başarılarına, İslâm'ın sermayeye bakış açısına, şanlı mâzîmize ve daha birçoğuna dair tarihle harmanlanmış, yabana atılamayacak nasihatlerle dolu Hekimoğlu İsmail hocanın sözleri. Kitap ne kadar eski olursa olsun günümüzde hâlâ izleri olması hasebiyle, severek okunacağını düşündüğüm bir kitap. Bazı alıntıların sert üsluplu olduğuna aldanmayınız. Sorunu açıkladığı gibi, bunların çözümüne de fazlasıyla yer verilmiş.
Şuurlandırıcı, yüreklendirici okumalar dilerim...
Viyana, 13 Ağustos 2023
