Cumhurbaşkanımız Celal Bayar, Demokrat Parti'nin baş kurucusudur ama "Benim partim" diye söz ettiği Demokrat Parti değil, "İttihat ve Terakki" idi ve o Yassıada'da yargılanırken dahi İttihatçıydı.
Sayfa 39 - Kronik Yayınları | 20.Basım 2017Kitabı okuyor
Osmanlı imparatorluğunda ilk yasal Kürt örgütü Diyarbakır'da 1908 yılında kurulmuştu. Örgütün adı Osmanlı Kürt İttihat ve Terakki Cemiyetiydi.
Sayfa 5 - Umag yayınları Aralık 2012Kitabı okuyor
Reklam
Padişah Mustafa Kemal’i görevlendirmek istiyordu. İngiliz askeri yetkilileri buna karşı çıktılar. O, tehlikeli ve yetenekli biriydi. İskenderun konusundaki tutumunu unutmamışlardı. İngiliz Yüksek Komiseri de aynı fikirdeydi. Ne var ki, Sadrazam Damat Ferit, ona kefil olmaya hazırdı. “Anadolu’daki tüm sorunların sebebi” diyordu, “hiçbir şekilde halkta kaynaklanan duygular değil, o mel’un İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, Enver’in habis çetesinin kurnazca çevirdiği dolaplardır. Türkler barış istemektedirler. Mustafa Kemal, cemiyetin sadece ismen üyesidir; gerçekte onun en kararlı muhalifi olarak tanınır. Ülke çapında büyük bir şöhreti vardır. Efendi bir adamdır. Kendisine güvenilebilir. Gönderilecek en uygun kişi odur.”
“Güçlü bir hükümette beni Harbiye Nazırı yapın” dedi Mustafa Kemal, “O zaman Türkiye’yi kurtarabilirim. Fakat bu mebusan dağıtılmalı; mebusların yansı vatan haini, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri, Enver’in dostlarıdır; kalanlarıysa korkaktır. Aralarında güçlü karakterde bir kişi bile yoktur.”
İttihat ve Terakki Cemiyeti yok olmuştu. Enver, Talat ve Cemal başka ülkelere kaçmışlardı; Cavit ve diğerleri saklanmıştı. Abdülhamit saltanatının yaşlı paşalarından ve İngilizlerle dostluğuyla tanınan Tevfik önderliğinde kurulan zayıf hükümet, düşmanın emirlerini tevekkülle yerine getiriyordu. Ne ki düşmanın güç gösterisi Mustafa Kemal’i korkutmamıştı. Düşmana direnmeye hazırdı, onunla her nokta hakkında tek tek münakaşa ve mücadele etmekte kararlıydı; ancak, hiç kimseden destek bulamadı. Her sınıftan Türk, artık tükenmiş, içlerinde direnme veya savaşma isteği kalmamacasına yenik düşmüştü. Moral ve fiziksel açıdan çökkün, içlerinde direniş ya da canlılık kalmamış bir halde, muzaffer Müttefiklerce kendi kaderlerinin kararlaştırılmasını uysalca bekliyorlardı. Mevcudiyetlerine izin verilmesi için aciz bir halde yalvarıyorlardı.
İttihat ve Terakki Cemiyeti yok olmuştu. Enver, Talat ve Cemal başka ülkelere kaçmışlardı; Cavit ve diğerleri saklanmıştı. Abdülhamit saltanatının yaşlı paşalarından ve İngilizlerle dostluğuyla tanınan Tevfik önderliğinde kurulan zayıf hükümet, düşmanın emirlerini tevekkülle yerine getiriyordu.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.