Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ESİR, YORGUN, YALNIZ, YERLİ VE ONURLU BİR ADAM: KEMAL TAHİR
Türk düşün ve yazın hayatının seçkin isimlerinden olan Kemal Tahir, 15 Nisan tarihinde İstanbul Vezneciler semtinde, İsmail Kemalettin adıyla dünyaya geldi. Kimliğinde 13 Mart olarak görünen doğum tarihi, 1917 yılında yapılan takvim değişikliğinden kaynaklanan bir yanlışlığın sonucudur. Babası 2. Abdülhamit'in hünkar yaverlerinden ve baş
“Bir hayat hikayeniz yoksa nasıl yaşıyorsunuz”
Özellikle hayat hikayeleri sadece sermaye ve başarı üzerine kurulu muhitlerde bazı marketlerin rafları boşaltıldı. İhtiyaçtan öte açlıktan ölme korkusu ile evin her yerine erzak istifledi bazıları. Ölümü ilk kez kendilerine bu kadar yakın hissetmeleri onları korkuttu. Mithat Cemal Kuntay “Üç İstanbul” romanında “Yığın; karnıyla düşünür.
Reklam
Mustafa Kemal
Meşrutiyet ilan edilmişti ama özellikle orduda disiplinsizlik hat safhada idi; ittihatçıların bir liderinin olmaması ve siyaset ile ordunun birbirinden ayrılması görüşünü savunan ordudaki başı bozuklugu dile getiren Mustafa Kemal dosttan çok düşman kazaniyordu ve İttihatçılar tarafından dışlaniyordu. Ama tarih onu haklı çıkaracaktı özellikle Balkan harbinde ordunun düzensizliği başıbozukluğu binbir çile ile Balkanları hatta Edirne yi kaybetmemize düşmanın Çatalcaya kadar gelmesine neden olacaktı. Yine aynı Mustafa Kemal Cumhuriyet ilan edildikten hemen sonra en iyi arkadaşlarına bile ikisi bir arada olmaz ya ordu ya siyaset diye istifalarını isteyecekti.
İttihatçılık
İttihatçılık
- "Cumhuriyet, M. Kemal’in şahsî bir zaferidir. O, bu zafere ulaşmak için, iki derse iyi çalışmıştır. Bir, yıkacağı düzene karşılık hangi sahada ne getireceği. İki, nasıl bir hareket tarzı izleyeceği. Birinci ders üzerinde çok durmayalım, çünkü o, inkılâpların alanına girer ve herkesin bildiği şeyler çıkar. İkincisi ise ibretliktir. Modern
Avusturya- Macaristan’ın hukuken Osmanlı toprağı olan Bosna-Hersek’i ilhak, Bulgaristan’ın bağımsızlığını ilan etmesi ve yine Osmanlı toprağı olan Girit’te yerel parlamentonun Yunanistan’a katılma kararı almasıdır. Bu gelişmeler, II. Meşrutiyet’in ilanından sonraki havayı germiş, suçlu duruma yeni rejimi düşürmüştü. Öyle ki bu gelişmeleri, İttihatçılar ile muhalifler birbirlerini suçlamak için kullanacaklardır. 2. Meşrutiyet Dönemi Tarihi, Auzef
İlgililerinee :)
İTTİHAT VE TERAKKİ LİDERLERİNİN YURTDIŞINA KAÇIŞLARI VE BUNUN İSTANBUL BASININDAKİ YANKILARI Birinci Dünya Savaşı yenilgisi, İttihat ve Terakki’nin yenilgisiydi. Talat Paşa kabinesinin istifası ile birlikte iktidarı bırakmak zorunda kalan İttihatçılar bir çeşit panik içinde kalmışlardı. Son kongreyle Teceddüt Fırkası’na dönüşüm, ağır
Reklam
2.Abdulhamit'in ittihatçılar ile ilgili sözü;
"Göreceksiniz yüzbaşım! İttihatçılar Turancılık gayretiyle hem Rusya ,hem de Ingiltere ile bir savaşa girerlerse Allah göstermesin Osmanlı'nın parçalandığına şahit olacağız. İnşallah böyle bir güç gösterisine girmezler. "
ŞEYHÜLİSLAM İBN TEYMİYYE'YE İFTİRALARA CEVAP
▫️Şeyhu’l-İslam
İbn Teymiyye (Ahmed b. Abdulhalim el-Harrani)
İbn Teymiyye (Ahmed b. Abdulhalim el-Harrani)
’ye; çağdaşı mutasavvıf, kelamcı ve bid’atçi düşmanlarından çokça iftiralarda bulunulduğu gibi, çağından sonra günümüze kadar da (bu durum) devam edecek gibi görünmektedir. Ancak bu iftiralar arasında en şaşırtıcı olup hasım bid’atçilerin dayanak kabul ettikleri iftira ise gezginİbn Batuta’nın, “Rihletu İbn Batuta (İbn
İlgililerineee :)
TALAT, ENVER, CEMAL PAŞALARIN MEKTUPLARI Her üç paşa da, gitmeden önce Sadrazam İzzet Paşa’ya birer mektup bırakmışlardır. Cemal Paşa’nın mektubu 1 Teşrin-i sani 1918, Talat Paşa’nın mektubu 2 Teşrin-i sani 1918, Enver Paşa’nın mektubu ise 3 Teşrin-i sani 1918 tarihlerini taşımaktadırlar. İstanbul basını tarafından kaçışı en fazla
Reklam
• 5. Bölüm - ATATÜRK İTTİHATÇILIĞA KARŞIYDI YALANI! (!)
- Bu konu her ne kadar diğer Bölümler kadar önem taşımasa da buraya da değinmek istiyorum. Mustafa Kemal, bir dönem diğer cemiyet üyeleri gibi özel bir yemin töreni ile "İttihat Ve Terrakki" cemiyetine katıldı. MUSTAFA KEMAL, örgütten kısa bir süre sonra soğuyacak ve kendi Cemiyeti olan "Vatan ve Hürriyet Cemiyetini"
Ordunun içine siyaset giremez.
Balkan Savaşları'nı kaybetmemiz orduda İttihatçılar ile Osmanlıcılık fikrini benimseyenlerin anlaşmazlık yaşamasından kaynaklanmaktadır.
Bir subay hatıratı olan bu eser, tarihsel bir vesika olarak değerlendirilir. Zira yazıldığı dönemde, muhtevasına ait karakterler; sonraki dönemde olduğu kadar politik karakterler olmadığından ve eserin yazılış maksadının bir eser ortaya koymak olmadığı da düşünüldüğünden objektif de kabul edilebilir. Dolayısıyla eserin muhtevasına ait bir çok anektot da aslında daha sonraki hayatlarında seçilen ideolojik yahut siyasi kararları sebebiyle yapay olarak oluşturulan bazı karakterlerin, gerçekte kim olduklarına ve ne düşündüklerine dair güçlü fikirler verir. Söz konusu Kazım Karabekir Paşa, siyasi pozisyonu hasebiyle Cumhuriyet döneminin ilk siyasi oluşumlarında muhafazakar-liberal bir profil oluşturmuştur. Ancak kendisinin Osmanlı'nın yıkılış döneminde bir ittihatçı olarak konumlandığının, hatta ittihatçılar içerisinde de yenilikçi-batıcı ve devrimci kanattan olduğunu satır aralarından yakalayabiliyoruz. Hasılı kelam bu pasaj ile Karabekir Paşayı eleştirmek yahut kınamak gayesi gütmüyoruz. Sadece Kazım Karabekir'i kastetetek "iki serhoşun karşısında islamın bayraktarı olmuştur." söyleminin aslında ne kadar politik bir çarpıtma olduğunu göstermek istiyoruz...
Muhammet İkbâl

Muhammet İkbâl

@Muhammetikbal
·
02 Mayıs 23:30
Kazım Karabekir Paşa
Kumandan masasının başına oturmuş, önüne bir bardak bira koymuştu. İçki içmeyen ve içtiği zaman çok gizli kalmasını isteyen Karabekir'in bu hali çok üzüntülü ve heyecan içinde bulunduğunu ve formaliteye aldırmaz bir duruma düştüğünü gösteriyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır birgün bir arkadaşına der ki;
Sorma gitsin, geçmiş zamanlarda bir hata yaptım ki hala peşimi bırakmıyor. Arkadaşı sorar; Ne hatası? Elmalılı cevap verir; İttihatcılar ( sebatayist yahudilerin yönettiği yıkım ekibi) ısrar etti, ben de Sultan 2. AbdülHamid'in darbe ile tahtan indirilmesinde Şerri evrakları imzalayarak Hal'ine ( Tahtan indirilmesine) ülema olarak imza attım. (Elmalılı Hamdi Yazır'a Rabbim rahmet etsin. Allah cc hiç bir müslümanı hataya düşecek duruma getirmesin)
ATATÜRK'E VE DEĞERLERİNE YAPILAN GRİ PROPAGANDA!
Sizlere Atatürk filminden bahsedeyim: Filmde Atatürk'ü asabi davranışlı kendine hakim olamayan biri gibi gösteriliyor. Odasında asılı olan Enver resmine bardak fırlatması o tabloyu düşürmesi, en ufak birşeye sinirlenmesi, Envere iğrenerek, tiksintiyle, düşmanca bakması. Bu Kurgusal karakter ATATÜRK değildir CANLANDIRMASI BİLE DEĞİLDİR DİSNEYİN VEYA BAŞKA BİRİNİN UYDURMASI BİR KARAKTEDİR. İstediğiniz kitabı açın bakın hiç değişmez Atatürk, davranışlarında kararlı, duyguları yönetebilen biri olarak anlatılır ÖYLEDİR de. İttihatçılar ile Atatürkün amaçları farklı değildi iki tarafta hürriyet istedi. İttihatçılara düşmanmış gibi gösterilmiş, kız kardeşi Makbuleye gelen damadın İttihatçı olduğunu öğrenince onu duvara çarpıyor onlarla ilişkini keseceksin diyor. Yıllardır kimse Atatürk'ü anlatmamıştı diyorduk birileri çıktı anlattı dedik Sonuç FİYASKO VE KURMACA! Bir diğer yorumum ise şudur ki, seneryo oldukça art niyetli bir senaryo. Film ulusal ölçekte vizyona gireceği zaman Ermeni lobisi filmin Dünya'da yayınlanmasına karşı çıktı. BU SAYEDE REKLAM YAPTILAR. Bende dahil birçok kişi filme meraktan gittik ne yapmışlar da Ermeniler kızmış dedik. REKLAM YAPTILAR ve çok büyük paralar kazandılar. ANCAK TÜRK MİLLETİ BU FACİAYI UNUTMAYACAKTIR. BU FİLMDEKİ YAPMA KARAKTER BENİM ATAM DEĞİL!
88 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.