"Kadını aşağılık, hakir ve kovulmuş bir insan olarak gören dinin aksine Allah, tarihteki bütün simaların arasından bir kadını, Hacer'i seçiyor. Bir esir, bir anne... Üstelik onu Kâbe'nin yanına defnediyor ve mezarının, kendi evinin bir parçası olduğunu ilan ediyor. Sonra bütün insanlara ve büyük peygamberlerine dahi bu evin etrafında tavaf etmelerini emrediyor. İşte, her bir hareketi derin anlamlar, dersler ve hikmetler içeren; terbiye ve ıslah edici olan hac budur. Nitekim Müslümanların birbirini daha iyi tanıdığı, birbirleri için ve bütün insanlık için hayır ve iyilik düşündükleri, karar aldıkları, işbirliği, dostluk ve yardımlaşma üzerine anlaştıkları yerdir hac."